118.
Bir ibrahim sediyani şiiri.
Seni sevmek, hazalım
acılar içinde kıvranan bir güvercinin
yüzündeki tebessüm olmaktır
seni sevmek, hazalım
özgür yaylalarda koşuşan bir ceylanın
yüreğine düşen korku olmaktır
hazalım seni sevmek
gökyüzünde bir mavi gül
ve okyanus ortasında bir gümüş gerdanlıktır
hazalım seni sevmek
Sahra’da yağmur altında sırılsıklam kesilmek
ve Sarıdeniz’de kuraklıktan kasılıp kavrulmaktır
sevmek hazalım seni
Harlem’de mavi gözlerle sarı saçlarla
Pretoria’da simsiyah bir vücutla dolaşmaktır
Seni sevmek, hazalım
Fırat’ı tersinden akıtıp Karadeniz’e dökmektir
hazalım seni sevmek
Tel – Aviv’de müslüman
Berlin’de yahudi olmaktır
seni sevmek bil ki
Ayn – Zeliha’da balık tutmak
ve güzelliğin karşısında
bir yengeç gibi hareketsiz kalmaktır Eğirdir kıyılarında.
Seni sevmek, hazalım
kız çocuklarının ayağında kırmızı papuçlardır
ve çizmelerine kar doldurmaktır erkek çocuklarının
hazalım seni sevmek
Dicle gibi dul kalmaktır Hasankeyf geçidinde
türküler yakmaktır Kızılırmak gibi delikanlı
güzel atlara binip kanat açmak
ve bir bulut gibi yol almaktır Kapadokya semalarında
seni sevmek, hazalım
bir asker gibi üşümektir Leningrad önlerinde
bir tank gibi dalmaktır Prag sokaklarına
bil ki seni sevmek
bir elinde güllerin dikenlerini
bir elinde dikenlitelleri tutmaktır
seni sevmek inan ki
namlunun ucunda açan gülü koklamaktır Beheşt-i Zehra’da
hazalım seni sevmek
gece boyunca bombalandıktan sonra bir şehrin
minarelerinden yükselen sabah ezanıdır.
Seni sevmek, hazalım
kurşunu arkadan yemektir Melikahmet Caddesi’nde
Cebelitarık üzerinden gemiler sürmektir Endülüs topraklarına
ve nar yetiştirmektir Elhamra avlusunda
seni sevmek, hazalım
önünde seccade
arkanda hayının hançeri
seni sevmek, hazalım
Addis Abiba, Buenos Aires, Kuala Lumpur
ve bir de Çemişgezek
hazalım seni sevmek
kalbimin dili
gönlümün seli
ömrümün gülü
ulemanın piri
Şubat’ın biri
alınlarda toprağın kiri
bir ben olmak benden içeri
hazalım, gözrengini Manavgat suyundan almaktır seni sevmek.
Seni sevmek, hazalım
uğrunda ölümlere gittiğim kutlu dâvâ
ateş, toprak, su ve hava
elem yecidke yetimen feava
hazalım seni sevmek
Kıbleteyn Mescidi’nin her iki kıblesi
yetim bir çocuğun el öpmesi
Molla Mansur’un yitik ülkesi
seni sevmek, hazalım
Şubat, Haziran, Sonbahar
ve bir de Ferverdin.
Seni sevmek, hazalım
su üstüne yazı yazmaktır
hazalım seni sevmek
“cogito ergo sum”
“ex oriénte lux”
“veni vidi vici”
ve bir de “komşusu açken tok yatan bizden değildir”
seni sevmek, hazalım
kar ile doldurmaktır çaydanı
canana adamaktır canı
ibrahim Sediyani’nin dört zindanı
( Diyarbakır / Tahran / Nairobi / Brüksel )
ve dördünü birden bir arada yaşayabildiğim
yeryüzündeki tek şehir olduğu için
kendimi yalnızca istanbul’da özgür hissetmektir.
Seni sevmek, hazalım
kucağında kitapla doğmak
ve elinde kalemle ölmektir
hazalım seni sevmek
dünyanın neresine gidersen git
yine de Üsküdar sahilini özlemektir
seni sevmek, hazalım
günahımdır rüzgar gibi yüzüme çarpan
ve sorumluluğumdur dev dalgalar gibi üzerime üzerime gelen
hazalım seni sevmek
görmediğini varmış gibi sevmek
ve sevdiğine yokmuş gibi davranmaktır.
Seni sevmek, hazalım
hani büyük kırmızı güllerin kenarları siyah
ve sanki yanmış olur ya
hani mağara ağızlarında kılıç gibi sarkmış buzların
üzerine çamur lekesi yapışır ya
hani yağmura yakalanınca
bir tane yağmur damlası
çocukların burun ucunda asılı kalır ya
hani ümitlerini yitirip de bitkince oturunca toprağa
düşüncelere dalınca kendini kahredercesine
farkında olmadan elindeki çubukla toprağa
bir şeyler çizersin ya
hani ateşin rengi bazen maviye çalar
bazı göller kurdun gözleri gibi yemyeşil olur ya
inan ki, sana şiir yazmak kadar zordur hazalım
seni sevmek.
117.
Defalarca bırakmak isteyip yeniden inatla sana sarılmak. Tuhaf şey.
116.
Kaybolacağımı bile bile ıssız bir ormana girmektir.
114.
Seni sevmek güzel şey, seni sevmek ümitli şey. Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
113.
zor ama güzeldi lan.
sırf o ana özel olsun diye gün içinde dinlemeyip bekletip o an dinlenen şarkı gibi yerin başkaydı, kendin bambaşka.
özür dilerim güzelim benim.
111.
Ayak basılmamış kar kutlesini seyretmek gibi.
Dokunmaya kiyamiyorsun. Öyle huzur verici, öyle masum. iyi ki...
110.
kedi sevmek gibi kedicik.
109.
Seni sevmek hayatı sevmektir.
105.
Seni sevmek kendimi kandırmaktı.Dünyanın daha güzel olduğunu hayal etmekti.Bahaneler uydurmaktı.Kendime yenilmekti.Olmadığım biri gibi davranmaktı.Kendim yerin dibindeyken seni kaldırmaktı.Seni sevmek bi boyuna dünyayı değişmekti.
104.
bilinen-bilinmeyen her heceyi seninle taçlandırmaktır.
103.
seni sevmek; küçük bir çocuğun annesinden dayak yediği halde anne diye ağlaması gibi. Üzen de sen, parçalayan da sen, mutlu eden de sen, senden kopamayan ben. Seni sevmek benim dünyamda hiç zor değil, yıllarca sevebilirim inan. Seni sevmek, papatyalar açan bahçeler gibi. içinde yaşarken mutlusun ama üzerlerine basmamak için ilerleyemiyorsun, zarar vermek istemiyorsun, kıyamıyorsun. Seni sevmek, her şeyden çok sevmek..
102.
Seni sevmek allaha inanmaktır.
101.
beni ben bile sevmiyorum sen ne yapacaksın?
100.
istanbul' da kedi olmak gibi bir yanın beni hep besledi bi yanın ölmemi istedi.
99.
seni sevmek aşkların en güzeli.
98.
Sanki bir şişe gökyüzü içmek gibiydi.
Hâlâ kendime gelemedim.
97.
Seni sevmek hiç resim yeteneği olmayan birinin -mesela benim- resim yapmayı sevmesi gibi bi şey. Ortaya güzel bi şey çıkmayacak biliyorsun ama yine de seviyorsun işte.
97.
hayatı yaşamaya değer kılar ve yokluğun da ölüme yaklaştırır ruhumu..iki tarafı da keskin bi bıçak gibidir aşkın..hangi yanı değse kanar içimdeki sen..
96.
seni sevmek güzel şey umutlu şey.
96.
/..belki acılardır çoğul gördüğüm,
ben çoğalan sevgileri severim./
akşam akşam neden çaldı ki bu şarkı şimdi?
95.
seveni sevmek bence günümüz dünyasında yoktur. seven sevilmediği gibi değersizleştiriliyor, bununla beraber sevene bunun kötü birşey olduğu çağrıştırılıyor. Halbuki önceden böyle miydi? sevenler sevgilerinin karşılığını alır ve aşkları daha da büyürdü.