sık söyleyince bir peçeteye benzeyen kelime; hiç söylemeyince de kalplerin uzaklaşmasına vesile olur ne yazık ki..
bir meyveye benzetirsek; ham koparmakla, olgunlaşınca koparmak gibidir.. erken yersen ekşi, sert hatta bazen acı ve gereksiz olur.. olgunlaşınca yemek ise öyle değildir elbet..
hatta bir bebeğe benzetirsek birlikteliği; yeni doğmuş, henüz gün boyu uyumaktan bazen yemek yemeyen bebek gibiyse ondan bizle konuşmasını beklemek gibidir, yürümesini hatta ve hatta koşmasını belki bazen.. bir an gereklidir o anı iyi kollamak lazım..
bir çaya benzetirsek birlikteliği; demlendikten yaklaşık yirmi dakika sonradır..
sizin kendinizin bulacağı bir zamandır elbet bu zaman yalnız; ne erken ne geç, ne sık ne seyrek..
kalbinden gelen coşkuyu bastırıp doğru yerde, doğru şekilde iletmek.. doğru şekilde anlaşılmasına vesile olacaktır.. aksi durumda samimiyetsizlikle hatta yalancılıkla suçlanabilirsiniz.. benden söylemesi..
bir yaz akşamüstünde, güzel geçmiş bir gün ve gecenin karanlığı bir sonraki güne hazırlanmamışken daha;
verandadaki iki kişilik salıncakta sallanırken sevdiğinle
gözleriniz kesişir ve ellerinizde öyle.
o zaman, dudakların dudaklarıyla buluşmadan önceki beş saniye içinde söylendiği zaman
işte ben o zamanı seviyorum..