çok sevdiğiniz bir kişiye, sevginizi söylemek istediğinizde, seni seviyorum cümlesinin, içinizdeki sevgiye yeterli gelmemesi.
aşık olduğunuzda, gözünüzün ondan başka kimseyi görmediğinde, içinizde fırtınalar koptuğunda, onu düşünürken bile heyecanlanacak kadar çok sevdiğinizde ve tüm bu içinizdeki sevgiyi ona göstermek, söylemek istediğinizde, seni seviyorum dersiniz ama bu o an okadar silik kalır ki, sizin devasa aşkınızın yanında, birşeyler daha ekleme gereği duyarsınız. aslında, ne kadar da, kısa ve öz bir cümledir 'seni seviyorum' cümlesi. ama herşeyde olduğu gibi bunuda çabuk tüketmişiz, sevmediğimiz halde seviyorum demelerle.
Seni seviyorum kalıbını çok kullanmaktan kaynaklanan durumdur.
Artık seni seviyorum insan için çok şey ifade etmez, sıradanlaşır ve gerçekten sevildiği zaman da seni seviyorum az gelir, yetersiz kalır.
tek başına "seni seviyorum" zaten hiçbir zaman yeterli değildir, sadece bir laftan ibarettir. gerçek olanı bunu söylerken davranışlar ile de aslında söylemeye gerek bile bırakmayacak şekilde hissettirmektir, ancak o zaman söylendiğinde gerçek olduğuna inanılır.
Hiçbir zaman yeterli olmamış ve olmayacak olan müzikal bir cümle. Söyleyenin samimiyeti ile inananın samimiyeti arasındaki uçurum cümleyi iğrençleştirirken, eş samimiyet durumunda ise olay heyecanını kaybeder. Nedense böyledir.
üç noktaları sıralarsın bu cümleyi der demez, oraya sığdıramadığın büyük sevginin anlaşılması için bırakılan büyük boşluğun ifadesidir o üç nokta, ne kadar söylersen söyle az gelir sözlü ifadeler sana, sevgin bildiğin her şeyden daha çoksa...
gözünü toprak doyursun dediğim insan modelidir. neyini yetersiz buluyorsun demek istediğimdir. ayrıca şükretmeyi bilmelidir insan. onu bulamayanlarda vardır. *