tartışma ortasında sevgilinin konuşmasını durdurmak için elinizle ağzını kapatırsınız, sonra dudaklar arasında 4 cm mesafe kalacak şekilde yaklaşırsınız ve gözlerine bakarak seni seviyorum dersiniz, tabi öpmeyi unutmamak gerek. not:sokak ortasında olmasın çünkü burası türkiye.
not2: yapabiliyorsanız göz yaşı da dökün, hayat boyunca unutamasın.
erkek kadına dedi ki:
-seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
erkek kadına dedi ki:
-seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
...
...
(bkz: nazım hikmet)
(bkz: bir ayrılış hikayesi)
göz göze gelirsiniz. ve onun narin ince olan ellerinden tutarsın. kalbin dışarı çıkıcakmış gibi olsada . dilin öyle olmaması lazım bir vaziyette. göz bebeklerinin içinde boğularak boğuk olmayan bir sesle seni seviyorum denilebilir.
davranışla olandır, bilindiği üzere, sevdiğini söyleye söyleye sevginin objesini öldüren çoktur. Bu nedenle söylenmesine gerek yok, davranışlar bunu kanıtlasa da yeter.
Gözlerin buğusu ve ıslanmış dudakların o tatlı kırmızılığıyla beraber söylenmiş olandır.
Kimi zaman söze dahi ihtiyac duyulmaz.Karşımda duran bir çift yeşil göz bana her şeyi, her daim anlatmaya yetmiştir . ve itiraf etmem gerekiyor sanırım, ben o yeşil gözleri çok özledim bu sıralar...