Şiirsel anlatımda seviyorum seni daha dokunaklı dursa da günlük hayatta seni seviyorum'un kullanılması daha doğrudur; çünkü Türkçe, kurallı cümle sever efenim.
hulya kocyigit in filmde ediz hun a seviyorum seni dedikten sonra adamin gozlerinin kor olmasi , bu sozun sakincali oldugunu gosterir. sonra kor psikolojisi ile trip atmalar kendinden sogutmalar devreye girer. kiz kacar sonra adamin gozleri acilir. yani gereksiz kelamlar etmeyelim.
Aslında duyguların, dile kural olarak yansımasının en güzel örneğidir.
Şöyle ki; türkçede yüklemden önce gelen öge, vurguyu üzerine alır. Eğer, yüklemi vurgulamak isterseniz onu cümlenin başına alırsınız.
"Seni seviyorum." Dediğiniz zaman vurgu sevilen kişidedir. Yani vurgulanan, gönül kapısını aralayan ve sevme işine sebep olan sevgilidir. Cümlede Yücelen, yüceltilen "sevgilidir". Yani o olmasa "sevgi"nin olmama ihtimali vardır. Sevgili, yaşama sebebidir...
"Seviyorum seni!" Dediğiniz zaman vurgu, sevme işindedir. Yani, burada sevgili değişkenlik kazanır ve değeri azalır. Şöyle ki, Seviyorum seni, onu, şunu veya bunu... yani aslolan benim işte, "seviyorum". Böyle bir yeteneğim var. Sen kimsin ki!..
Bir de seviyorum seni ekmeği tuza banıp, banıp yer gibi; vardır. Ona hiç girmeyelim, yamuluruz. *
''Seni seviyorum'' genelde açıkça bir kişiye olan sahte-gerçek duyguları açıklayan 2 kelime iken ''seviyorum seni'' ise daha çok arkadaş çevresine karşı yapılan bir yardımda karşıdaki kişinin yavşakça ''seviyorum lan seni'' demesidir.
iki kelimenin yerinin değişmesinden çok daha fazladır. ikisi de bambaşka anlamlar içerir. Duymak anlamında; Biri güldürür, öbürü öldürmese de süründürür.