kişinin karşıdakine isyanıdır. sevginin aslı sessiz, insanlara bağırma gereği duymadan, hatta bazen kelimelere bile gerek kalmadan yaşanandır. bağıra bağıra sevgi ispatı yapmak ancak isyanın, kızmışlığın ve dolmuşluğun sonucudur.
deliler gibi sevmektir. tabiri caizse havalarda uçmaktır. insanın ayakları yerden kesilmiştir,
kimin ne dediği kimin ne yaptığı umrunda değildir. avaz avaz sevgisini herkesle paylaşmak ister, duymayan kalmasın ister.
sevdiğini belli etmek seni seviyorum diye haykırabilmekse kalsın o sevgi kişinin kendisine. sevdiğin için bişeyler yapamadıktan sonra, sevdiğini anlamadıktan sonra, fedakarlıklarda bulunmadıktan sonra haykırabilmek hiçbir işe yaramaz. nefesinizi yorarsınız sadece. fedakarlık yapabilcek kadar sevmedikten sonra haykırmak anlamsızdır her zaman da anlamsız kalacaktır.
seni seviyorum demekle olmadı sözlük. desibelin önemi yok öyle ya da böyle dersin seni seviyorum diye; ama haykırırsın ama fısıldarsın..önemli olan hata yapmamaktır, sonradan değişsen de kaybetmişsindir sözlükçüm. önemli olan haykırabilecek kadar değil herşeyi göze alabilecek kadar sevdiğini gösterebilmektir. **
seni seviyorum diye haykırmanın romantik ya da cazibeli bir yanı yoktur. bunu ulu orta sergilemek çok seviyor anlamına gelmiyor ama; bu tavır, bu eylemi yapan kişiyle de anlam kazanır.
insanların ne düşündüğünü önemsemeyen, özgüveni yüksek ve sosyal bir gencimiz bunu yaptığında bu güzel bir etki bırakmaz insanda. çünkü zaten gün içerisinde rahat ve farklı ortamlarda duygularını çekinmeden ifade edebilen biridir lakin çekingen, özgüveni tam olmayan ve etrafından utanan, sessiz biriyse bu kişi, duygularını ifade etmekte her daim zorlanmışsa ve bu tavrı sergilemeyi başarıp tüm çekingenliğine rağmen böyle davranmışsa o zaman çok anlam ifade edip "seviyor beni ya" diye düşündürtebilir.
(bkz: günaydın istanbul kardeş)
(bkz: volkan severcan)
ama yine de en güzeli bağırmadan etmeden söylenenidir. ***