o da sevdiği halde yüzüne söylemeye utanan sevgilidir. ancak çıkmaya başladıktan sonra iki taraf da kaşarlanır ve seni seviyorum günaydın gibi bir şey haline gelir. *
bazen karşılık olarak "ben de seni seviyorum birtanem" diyememek, yaşanılan duygu yoğunluğundan ötürü sadece gözlerle şaşkın, tutuk biçimde bakıp kalmaktır. bu durumun nedeni sevgiliyle aynı duyguyu paylaşmamak değildir. "öyleyse çözüm nedir?" diye merak edenlere de sevgilinin gözlerinin derinliklerindeki "seni seviyorum" mesajını bulup çıkarmak düşer.*
karşısındaki alıngansa,paranoyaksa hele de hatunsa"niye susuyorsun,aklında başka biri mi var,söyle kimi seviyosun ha!"diye fırçalanacak kişidir.
(bkz: hemcinsleri tarafından taşlanan diğer kız)
nutku tutulmustur belkide.yoğunluğun bünyedeki farklı tezahürleri.hem sevgi itirafı karsılık beklenerek yapıldıysa mağlubiyete mahkumdur. (bkz: seni seviyorsam bundan sana ne)
iki olasılık varıdr bu durumda.
ya kararsızdır sevgili bu büyük sözcüğü söyleyip söylememekte, zira 'sevmek' fiili pelesenk olan dillerde değerini yitirir. *
diğer bir olasılık ise sevgilinin aslında 'sevgi'li olmayışıdır. zira sevgili artık sevmiyordur ve dürüsttür de hissetmediği halde yalandan seviyorum demek yerine sustuğu için.
evlendikten sonra çok işe yarar bu yöntem , en azından dırdırdan kurtulursunuz.
-baksana ayşe kendine hede almış , fatma'da hödö almış , hayriye kocasıyla zümbüreye gidecekmiş , telefon faturası geldi , televizyonun tüpü bitti , çok çikolata yedim kıçım kurtladı kaşınıyor , lenslerim dün gece de gözümde kalmış yapışmış........ hede hödö.....hede hödö...
+ seni seviyorum.
-..........**