stadlarda coşkulu bir taraftar yoksa, çekirdek çitleyip, maç izleyen bir topluluğun önünde maçın heyecanına kapılıp ayağa kalkıp, oturmayı unutursanız en çok duyduğunuz cümle olacaktır.
ha burda yapılması gereken hareket ruh haline göre değişir. misal; bugün böyle bir cümleye muhatap olsaydım, "allah'ına yat, kalk dua et, sana lütufta bulunuyorum bunak" diyebilirdim. Başka bir gün ise, başlık açan arkadaş gibi davranmam söz konusu olabilirdi. ama her ne şekilde davranırsam davranayım, kesin olan bir şey var ki, o da sinirleneceğimdir.
3 kere 70'liklerden evlenme teklifi almış ve bu yaş kesitindeki adamların türlü rezilliklerini dinlemiş biri olarak, tokalaşmak, saygı gösterilerinde bulunmak, sohbet etmek filan şöyle dursun, aynı ortamda bulunmak bile istemiyorum artık.
bir arkadaş aynen şu cümleyi kurmuştu: "yorgunluktan gebersem, asla yaşlı bir adamın kucağına çocuğumu vermem!"
haklı.
ve bugün dinlediğim bir olay: kadın, eşinin yaşlı babası ile aynı evde yaşamakta ve bu bunak tarafından taciz ediliyor. hatta evde yalnız kaldıkları bir gün, pantolonunu, iç çamaşırını komple aşağı indirmiş, gelinine buruşmuş cinsel organını göstermiş. kadın ağzını açıp kimseye tek kelime edememiş çünkü eşinin "sen zaten babamı istemiyorsun, iftira atıyorsun" deme durumu var. şu anda boşanma davaları devam ediyor ve adam, babasının eşini taciz ettiğinden hala bihaber.
özetle: yaşlıları severdim, kollardım ama artık vazgeçtim.
Ne zaman düğüne gitsem yaşlı teyzelerin bana kurduğu cümle. Önce oyna oyna diye zorlarlar. Sonra oynasam çok şırfıntı görüneceğim için kenara geçtiğimde bu cümle duyulur. Devamı vardır. Kenara kaçıl, gelini göremiyoruz, kazulet gibi dikilme vb.
