abi bir zengin oğlan var. bu zengin oğlan fakir kıza aşık olsun. zenginin annesi babası bu ilişkiye karşı çıksın tamam işte bu kadar. bütün curcuna gümbürtü burdan kopsun biz alıştık nasılsa. arada ki tek fark değişik oyuncuların aynı senaryo üstündeki rol performansı.
ki aslında izin verilse-halk istese- o dandik dizilerin senaristleri çok harika işler de çıkarabilir. ama malum bizim halk bildiğin mal. nedendir bilinmez ekranda sürekli öyle şeyleri görmek istiyolar. farklı bi şeyler denendiği zaman da ömrü en fazla 3 bölüm oluyor. o yüzdendir ki dizi-film sektöründe klişeler bu kadar önde.
türkiye'de her hafta 120 dakikalik bölüm çekiliyor. her hafta 120 sayfa yazacaksın ve öyle ya da böyle izleteceksin. aha kolay! zaten dizilerin gereksiz uzunluğudur senaryoları bu kadar piç eden. insan gibi 40 dakika çekilse o diziler bakın ne cevherler çıkıyor.
word belgesi açıp 2 sayfa öykü yazıp bu iş ne kolaymış diyen yazar beyanı. el hareketlerine kadar yazıyorsun düşündüğünü yüzüne yansıtman gerekebiliyor, izleyiciyi sıkmaman gerekiyor olayları bir zaman çerçevesinde bölmen gerekiyor. sen en iyisi aç wordü cool cool takıl.
türkiye'de evet. kiralık aşkın senaristliğini yapmak çok kolaydır, kiraz mevsiminin de öyle. ya da kurtlar vadisinin. eğer türkiye'de senaristlik nasıl yapılırmış bilmek isterseniz 2009'da çok güzel yapıldı: ezel. ama maalesef bu diziden öteye gidemedik. bekledim ezel gibi bi dizi çıksın diye. 7 yıl geçti hâlâ yok. bütün senaristler oturup bu diziyi bi izleseler keşke iş yapmadan önce.