bir kitabında; sevgililerin aslında ilk çocuklarının ilişkilerinin olduğunu söyleyip, uzun uzun bu cümleyi tebessümle düşünmeme neden olmuşlardır kendileri.
"Oruçsuzluk başka edepsizlik başka. Herkesin oruç tuttuğu yerde açıktan oruç yemek edepsizliktir, kazmalıktır, magandalıktır. "
sözleriyle islam dinini kendi bir yerlerine göre yorumladığını açıkca belli etmiştir. bilmez misin sen hz. muhammed bile böyle bir laf etmemiştir, din insan ile allah arasındadır sanane be adam isteyen oruçta tutar, isteyen yarrakta yer afedersin...
böyle öcüleştirerek islamı, insanları dinden soğutuyorsunuz! bence öbür dünyada yatacak yeriniz yok hafız...
''kadını cinsel obje olarak görmek cahiliye döneminde kızlarını diri diri toprağa gömen anlayışın çağdaş bir yansımasıdır.'' sözünün sahibi gönül insanı.
kendisi hakkında yazılanlar yüzünden ihlsözlük ile polemiğe girmiş yazar ve programcı. taraflar birbirlerine dava açmış. yeni bir erol köse, fatih altaylı durumu.
senai demirci çok basit gerekçelerle entryleri sildirmek istemiş, ihl sözlük patronu mechul x ağabey de gerekirse mahkemede görüşürüz diyerek silmemiştir.
silinmesini istediği entryler yayınlanmıştır. ve emin olun hiç birinde en ufak hakaret yoktur. çok basit gerekçelerle dayanıyor.
söyledim, tekrar söylüyorum; bu milleti bin yıllık köklü kutsalından koparmaya çalısarak, bunun icin baskıcı yolları savunarak on yıllar boyunca ülkemizin travmalar yaşayarak birbirine girecegini göremeyen, 90 yıllık sefaletin sorumlusu dahi diye addedilen mustafa kemal atatürk'tür. bir tarafınızı da yırtsanız gerçek budur.
helal olsun diyorum senai demirci'ye. yürekli ve insaflı bir insanmış.
edit: modernleşme de osmanlı devletinde 1800'lerde baslayan bir projeydi kücük dahi. iyi uykular..
yıllarca adam zannettiğimiz yaşam formu. oksijenimizi tüketiyor. aslında bir yerde haklı evet atatürk sorumludur. kekoların alayını kılıçtan geçirmeyip canlarını bağışladığı için.
bu dinci tayfa gerçekten çok ilginç. bakın biz mütemadiyen parti yapıp değişik içkileri karıştırıp içen insanlarız ama bu tip ''kendini inandırmışlık'' kafası yaşamadık hiç. keşke yaşasam, kendimi batman sansam, sokaklarda koştura koştura bane i arasam. verdiğim örnek dahi bu kadar ütopik değil lan. asdfsglkfhsaldkjf diye güle yazmayı hiç sevmem.
ama bu tip düşünceleri okuyunca ancak akjsdhaklsjdhalkdj kadar anlamlı bir şeyler yazabiliyorum.
- aman tanrım şu da ne?
+ bir uçak sanırım.
* hayır uçak değil baksana insan gibi!!
- yoksa?! yoksa?!
+ evet!!! süperman.
* yok lan senai demirci'ymiş :/
- yobazman :/
''n'aber?
ne haber?
hayır hayır, işlerini sormuyorum. havaları da merak ediyor değilim. dünya ahvali de derdim değil. ben seni soruyorum. evet, seni...
senden n'aber? kalbin, latifelerin, hayalin ne alemde? kalbinin ufkunda bugün hangi gerçekler doğmada? ruhunda hangi güzelliğin iklimi hükmediyor?
malum öyküdür. adamın birine sorarlar: falancayı tanır mısın? "ha, o mu?" der adam. "kendisini çok iyi tanırım. bir keresinde bir kervanda birlikte seyahat etmiştik, iki atı ve bir devesi vardı."
şimdi sana öykü olmayan bir soru: sen seni tanır mısın? "ha, beni mi? şu işi yapar, şurada yaşarım..." diyorsun. ah dost! ah ki, bunlar senin için deve ve attan ibaret şeyler. Seni anlatmıyor, seni tarif etmiyorlar. bunlar sadece senin özne olduğun fiiller. oysa, ben özneyi soruyorum.''
tarzından yazılarıyla gönlümüzü fetheden yazar.
(bkz: dar kapıdan geçmek)