sen...
adı sen yalnızlığın,
gözyaşım'da ki gizin tadı sen.
kararan ufukta yitip giden güneş sen
ben karanlık, aydınlık olan herşey sen.
kahvemin tadı, anıların adı sen.
gözyaşlarım mutluktandı eskiden şimdi her biri sen.
esen rüzgarın geldiği iklim sen getirdiği koku sen.
yere düşen her yaprak ben sonbaharda.
yüzüme çarpan yalnızlık sen.
herkes için, her şeyin ilham kaynağı olan ikinci tekil şahıstır.
sen, tadı damağımda bir bal...
sen, doyumsuz bir bebek...
sen, sonsuz bir beste...
sen, uzaklarada parıldayan küçük bir yıldız...
sen, saçlarımı dalgalandıran ılık bir rüzgar...
sen, zihnimde ahududu aromalı bir hayal...
sen, beni şaşkına çeviren...
sen, beni bulutlara taşıyan...
sen, buruk bir özlem...
sen, benim...
sen, işte öyle...
sen, her neyse...
yok yok... sen hep büyülü kal !
Sonsuz bir düş bu
içinde kaybolan yollar oldu mu?
Son bir söz söylerken
Sesin yok oldu mu?
Tüm şehir aslında sen oldu mu?
...sonsuzluğa ağlarken...
Eski bir sen yarattım içimde
Korkulardan arınmış
Ve ben arkanda günahlarımla bekleyeceğim
Geceysen eğer...
Savaştın ellerinle
Anladın ki yorgun her gece
Unutulan oyunlarda vazgeçtin benden
Soğuk bir nefretle
Anlamsızlığın acıtırken tenimi
Yarım kalan bir rüya bu
Ve ben aslında yalnızım
Gözlerin ardında
Kaçıp giden bir yalan bu
Ve ben aslında yorgunum
Sözlerin ardında
Dinlerken geceyi
Sesler duyardım karanlıktan
Sözlerim gerçekliğin olur o an
Sen düş ol
Gerçek hayal
Yarım kalan bir rüya bu
Ve ben aslında yorgunum
Gözlerin ardında
Kaçıp giden bir yalan bu
Ve ben aslında yorgunum
Sözlerin ardında...
2 yılı geçmiş seni tanıyalı. garip bir tesadüftü galiba. sanırım hayatımın en şanslı günlerinden biriydi o gün, bunu sonradan fark ettim. ben giderek büyürken, sen daha çok olgunlaştın. sorgulamadan dinledin beni ilk zamanlarda, sonra da seni dinlememe izin verdin. beni içtenlikle dinlemeni, sonra da gülümsemeni seviyordum. konuştuklarımız basit, önemsiz şeyler gibi duruyordu, ama ikimiz de birbirimiz için oldukça değerli anılar paylaştık zaman geçtikçe. sanırım kimse beni senin gibi tanıyamadı. bense doğru tanınmayı beklemiyordum zaten. ama şaşırmıştım senin beni bu denli iyi anlaman karşısında. sonrasında sana daha çok bağlandım galiba, seninle sohbet ederken sabahlamayı, etrafta uykusuz, tıpkı bir salak gibi dolaşmayı bile sevdim. şimdi sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki; seni kahkahalara boğacak dalgınlıklarım, saçmalıklarım ve çocukluklarım... ama bu sefer de sen yoksun, kendime saklıyorum birçoğunu. gülümsemeni, açıkça söyleyememeni ve yazdığım her şeye yorum yapmanı öyle özledim ki... şarkılar, bana bunu kasıtlı yapıyor sanki, hepsi içinde senin olduğun başka bir anı hatırlatıyor. sana böyle seslendiğimi bilsen ne derdin acaba? bunu ve benzerlerini sana yazdığımı hiçbir zaman bilemeyeceksin. her şeyden öte, benden öte doğum günün kutlu olsun, koca adam. o, hep istediğin ve hak ettiğin mutluluğu en sonunda yakalamışsındır umarım hatırlarken her zaman gülümseyebildiğim yegane insan...
gren'in şahane şarkısı. alıp başka diyarlara götürür. gözlerinizi nemlendirir. sözleri ise;
Rüzgarda savrulan bir damla yas en uzaklarda
Kaybolsam ardindan gün dursa sen dogsan
Elimden, dilimden, gözümden sakindigim sen
Geçmisten hüzünlerden ayrilsam, yeniden dogsam
Elimden, dilimden, gözümden sakindigim sen
Elimden, dilimden, gözümden sakindigim sen
Hayalimden, özlemlerden
Elimden, dilimden, gözümden sakindigim sen
Elimden, dilimden, gözümden sakindigim sen
ve gözlerin gelir aklıma
ve sözlerin
gidişin gitmiyor gözümün önünden
ve izleri derin
ilk değilsin bu senin de bildiğin
ve yine biliyorsun
sen son sevdiğim
şimdi uzaklardasın
ben çamlar arasında bir hastane odasında
ciğerimde bir ince hastalık
içimde kapanmak bilmeyen bir yara
ve sanki elimde inadına bir sigara
biliyorum dönmeyeceksin
hatta arkana bile bakmazsın
gün gelir belki bir yuva kurarsın
oğlun olsa benim adımı koyar mısın
gittin
dağ gibi sevdamı devirip ardında
gittin
allahaısmarladık bile demedin
sazlar çalınır çamlıcanın bahçelerinde
o şarkıyı bir daha hiç söylemedim
şimdi elimde bir bardak çay
ve dudağımda buruk bir tebessüm
kendi kendimi üzmemeye söz verdim
ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde sevdim
ısrar etmedin kendine beni sev diye
beyaz bulutlar gibi sırtını rüzgarlara verip gittin
bense durdum ve bekledim
ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde sevdim..
Aşkını gözlerinle, dün, kalbime işledin,
Bir sanatkâr,eliyle oyar gibi mermeri.
Rüzgâr yüzü görmeyen ufkumda genişledin
Bir fırtına halinde koptuğun günden beri.
Daha fani olaydı kurtulurdu zarardan,
Aşkım ki farkı yoktur bir dağ başında kardan.
Gururuma basarak üstüne çıkanlardan
Dönmeyen bir sen varsın geri.
Nasıl taşta çeliğin izi kalırsa derin,
Üstüne satır satır öyle nakşoldu yerin.
Üzülme, senden sonra kalbime girenlerin
Yalnız senin aksindir orda görecekleri...
2
Her geçen gün bir aşkın gevşetirken bağını,
Her geçen yıl aşkıma yeni bir hız bıraktı.
Onda bulmuş gibi hayatın kaynağını,
Bu ateşle yanmasa kalnim vurmayacaktı...
Kalbim vahşi bir kuştu, kendi yurdunda sultan,
Ona gurur vermişti güneşten emdiği kan.
Daha dün bir çığ gibi inerken dağlarından
Bugün karşında sakin bir su halinde aktı.
Hangi ruh duydu seni benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri, sana, görmeden baktı...
sen maviydin ben kırmızı. ikimizde ayrı uçlardaydık. yaklaştık önce ellerimiz değdi birbirine. renk değiştirince korktuk, çekildik köşemize. ne sen maviliğinden vazgeçmek istiyordun ne de ben kırmızılığımdan. bir an ellerimize baktık, pırıl pırıl bir mor vardı. koştuk sarıldık sımsıkı ve karıştık mor olduk. ne sen maviydin ne de ben kırmızı artık. bambaşka bir renktik sadece bize ait olan. ne sen kalmıştı ne de ben biz olmuştuk beraberce.
Rüzgarda savrulan bir damla yaş en uzaklarda
Kaybolsam ardından gün dursa sen doğsan
Elimden, dilimden, gözümdeeeen sakındığım sen
Geçmişten hüzünlerden ayrılsaaam, yeniden doğsam
Elimden, dilimden, gözümdeeeen sakındığım sen
Elimden, dilimden, gözümdeeeen sakındığım sen
Hayaaaliimdeeen, özlemleeeeerdeeeen
Elimden, dilimden, gözümdeeeen sakındığım sen
Elimden, dilimden, gözümdeeeen sakındığım sen
üç harfe sığan bir duygusun.
kendini bilmez davranışlarımsın.
yalanlarımsın, gizli yanımsın.
kuyumun dibi, zevkimin zirvesi...
her şeysin sen,
bana dair her şey...