sen,
vaktinden çok sonra gelen
sevdalı bir yağmur gibisin
çisil çisil gözlerimden...
sen...
çıldırmış şairlerin,
titreyen mısralarında,
kaybettiği o perisin...
çimenlerin üzerinde güneşli bir yaz gününde,
üzerinde en sevdiğin elbisenle,
o sırada ihtiyaç olduğunu anlamış gibi ortaya çıkan hafif rüzgarla saçları uçuşurken,
karşına çıktığımda,
bana doğru gelirken bu sefer gördüğün için kaygılanmana gerek kalmamış,
hayalsin...
sen kitaplarımda şiirsin mısra mısra
dudaklarımda şarkısın
yorgun gözlerimde güneşsin ufuktan yeni doğan
sevmekmiş seni, en güzeli her şeyin
bir ömür boyunca dalıp gitmekmiş güzel gözlerinin derinliklerine
umutmuş özlem dolu hasretin
en tatlı hatıraymış bana mısra mısra yaşamak seni
sabahlara kadar seni düşünmek
güzelin de ötesinde bir şeymiş delicesine seni sevmek.
+yardım edebilir miyim?
-soruları biz sorarız ihtiyar, söyle kimsin sen?
+sen
-ben değil sen?
+evet ben senim
-sadece lanet soruma cevap ver, kimsin sen?
+sana söyledim ya
-sağır mısın?
+hayır sen körsün!
-ben kör değilim sensin kör!
+evet bende öyle dedim.
-ne dedin sen?
+ne demedim, sen dedim.
-bende sana onu sordum ya zaten..
+sende cevap veriyorsun..
-kapa çeneni.
+sen
-evet
+sen değil o, onun adı ne?
-ben
+evet sen
-adım ben
+evet o ben bende senim.
-şimdi senin canına okuycam ihtiyar çünkü bu oyundan sıkıldım artık. senn.. ben.. burdaki herkesin canına okuycam onunda seninde hepinizin de hepinizin...
(bkz: bitirim ikili 3)
beni benden alan -her nazım hikmet şiiri gibi- muhteşem bir nazım hikmet şiiri.
--spoiler--
En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..
En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
biri o,
biri ötekisi..
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince...
Yazıyorsun..
Okuyorum..
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın
bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar
beraber geçmiş günlerimiz var;
senin
ve benim
en güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim
ebediyete
ben o günleri..
Sana gelince, sen o günleri -
kendi oğluyla yatan,
kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat
için...
En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi...
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezar'ım,
Ne de sen Brütüs'sün...
Ne ben sana kızarım,
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz..
Nazım Hikmet Ran
--spoiler--
...
Sana gelince...
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz...
sen, ben olmayan. ama hep ben sandığım, benden. şimdi ben değilsin de sen bile değilsin. sen olabilsen mucizevi mi olurdu bilmem, fakat keşke "o" olmasaydın. sen, bir zamanların beni, bu üçüncülük az oldu sana, bana çok oldu bu benlik tek başıma.