"sana ne yaptılar", içinde bir kez bile “işkence” kelimesi geçmemesine rağmen, işkenceyi bu denli yalın ve etkili anlatabilen bir attila ilhan şiiridir.
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
seni görür görmez özgürlüğümden utandım
söyle ne içersin çay mı kahve mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım
saçların uzundu omuzlarına akardı
gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
onlar mı kestiler sen mi kısalttın
gülerdin içimize aylar doğardı
görünmez dağların arkasından
eski gülümsemeni beyhude aradım
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım
bir çay içer misin yoksa kahve mi
kibritim yok demek cıgaraya başladın
ellerin de titriyor bir şeyin mi var
böyle bir kız değildin sen eskiden
sana ne yaptılar sana ne yaptılar
kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım*1
Bazı insanlar artık sizden menfaatleri doğrultusunda yararlanamadığı zaman "çok değiştin, önceden böyle değildin" tarzında söylemlerde bulunur. Bazen çok sallamamak gerekir çünkü herkes biraz değişir. Yaşamın görünmez kanunlarından biridir.
pekcok insani ilişkimde duymusumdur bu lafi. ben degismedim ancak hayat sadece asktan meskten ibaret degil ve normal hayatta heran farkli rolün insaniyiz.
Değişim bir neden değil sonuçtur. Yani karşımızdakinin değişmesinin içsel veya dışsal bir sebebi vardır. Eğer ilişkiye değer veriliyorsa " sen değiştin, çabuk eski haline gel" moduna girmek yerine, sevdiğinizle konuşup bunu medenice tartışmak bence yapılması gereken şey.
ilişkiler eskiyor, o ilk heyecan, istek zamanla yok oluyor. Eskisi gibi özen gösterilmiyor, ihmal etmeler veya umursamamalar başlıyor. Biz de bunu değişim sanıyoruz. Aslında sadece duygular normal seyrine döndü. Tabi bu tamamen sevginin bitmesinden de kaynaklı olabilir, işte o zaman da ayrılmaktan başka çare kalmıyor.
Gerçek karakteri ortaya çıkan insanlara yönelik söz. Bu yaşıma kadar hiç söylenmedi. ilk gün ne isem, hala oyum.
Ama Allah'ına kadar değişip, bu değişimi giydiği elbiseye bahane eden, bir dediğini ikinci gün reddeden, her türlü etik değerden yoksun olarak kendinde her şeyi mübah gören insanlara sıklıkla söylenir.
peki kaç kez sorguladılar, ulan bu adam niye bu kadar değişti niye bu kadar stresli diye. neredeyse yok.
erkek kadınla tanışır; flört dönemi, canım cicim ayları, sancılı dönemler ve hop iş ciddiye biner. film burda başlıyor.
dakika 1 gol bir pozisyon şöyle;
kız isstenmeye gidilir, kahveler içilir. çoğu aile başlık parası veya dört beş tane burma bilezik ve gerdanlık ister. doğuda ikisi de istenir.
ailenin durumu iyi değilse, 1-2 yıl bunlar için çalışılır.
bizde aylık durumu var. ne kadar sözlü kalırlarsa her ay geline her şeyden 3-5 parça alınır. hop dakika 18 ve gol'ü frikikten yemiştir damat bey.
ev kiralamaya ve evin içini iyice düzmeye gelmiştir sıra. kız tarafıda alışverişe katılır ve hep en iyisi istenir. kızda öyle. bir kere evleniyorum her şeyin iyisi olsun… damat borç altına girmeye başlar. dakika 40 ve kafha golü ile 3-0 öne geçmiştir kız tarafı.
düğün salonu, davetiye, pasta, gelinlik, damatlık ve genellikle kiralık araba.
ayrı bir masraf ve yine her şeyin en iyisi sonuçta bir kere evleniyor gelinimiz.
damat borçlandıkça borçlandı. dakika 45+2 ve uzatmalar da gelen bi aşırtma golü sonucu 4-0 yaptı.
ilk yarı kız tarafının baskısıyla 3,5 üstü bitti. bu maç +7 olur.
2. yarı başladı ve çiftimiz balayına gitmek zorunda. ver elini antalya. en ölü 5 bin liradan orda girdi ve kız tarafı skoru 2. yarı başlar başlamaz 5-0 yaptı.
balayı bitti eve dönüldü. damat sürekli düşünceli dakika 70 olmuş. gelinimiz yapıştırır müjdeyi. hamileyiiiim damat gülsemi, ağlasamı bilmemektedir.
bunun çocuk odası, bez masrafı, doğum masrafı, mama masrafı varda var. skor 83 dakikada güzel bir rövaşata golüyle 6-0 oldu.
damadın sırtına bir sürü yük binmiş, bankalar onu yuhluyor.