en kallavi mfö parçası. sözlerin tamamı şöyledir efenim;
Sen ve ben, aynı şeyleri düşünürken
Aynı şeylere üzülüp, aynı şeylere sevinirken
Sen ve ben, anlaşamadık gitti, sonunda bitti
Resmin kalsın yeter
Ben hala yalnız ve çılgınlar gibi
Ben hala yalnız ve çılgın
Bu gemi nereye nereye gider
Kimler iner, kimler biner, bilinmez bilinmez
"bir şelaleden aşağı düşüyorum. sular çağlayarak dört bir yanımı sarıyor. acı kadar sıcak, buz kadar soğuk sular. sürükleniyorum. hızla. duramıyorum. kontrol bende değil. kontrolsüz bir düşüş. bedenim savruluyor. yüzüstü, sırtüstü devriliyorum, daireler çiziyorum. taşlara çarptıkça bir yerlerim acıyor. düşüyorum. nereye düştüğümü bilmeden. kıyıdakilerin seslerini, çığlıklarını duyuyorum. beni korkuyla izliyor gözleri. bense suyun derinliğinde teslim olmanın, direnmemenin huzurunu yaşıyorum. suyun kıvrımlarında yol alıyorum. gökyüzünün maviliğinden başka bir şey görmüyor gözlerim.
yaşamı izliyorum, kaderimi. her gün ufak etkilerle yönü değişen çizgimi. aslında benim olmayan bi hayatı yaşamanın dayanılmaz baskısından kaçış bu. ama farkında değilim. önce annem, ailem, ilkokul öğretmenim, komşular, okuduğum kitaplar, televizyon, radyo, gazeteler, tanıştığım insanlar, üniversitem, iş hayatım... her şey bugüne kadar üzerime bir çizik atmış. bense en az kendimi dinlemişim. ben olamamanın dışında her şey olmuşum. öte yandan, yalnız değilim. benim gibi yaşayan milyarlarca insan var. kendi hayatlarını yaşayamayan, kendi olamayan. benim gibi. "
bölme işlemlerinin en çirkini.
bölüneni "biz" ve böleni "şeytan" düpedüz.
zaten şeytan her güzel şeyin düşmanı.insanın düşmanı en başta ve insanla ilgili her ilişkinin düşmanı sevginin düşmanı.
o elest bezminde allaha yakınlığıyla gurur duyan bi melek
ancak allahu teala ona "insana secde et" diye emrettiğinde işler değişiyor
çünki şeytan allahı değil kendini seviyor ve allah tarafından sevilmeyi seviyor
ancak allah insnı meleklere üstün yarattığını secde emriyle görünür kıldığında şeytanın başı secdeye yanaşmıyor ve isyan ediyor rabbine."bana izin ver sana onların ne kadar aşağılık olduğunu göstereyim" diyor ve alemlerin rabbi izin veriyor.
işte o andan itibaren şeytan insanın başını pisliğe sokmak içine uğraşıp duruyor.
ve amacına da ulaşıyor anbean. öyle ya bir çift görüyoruz ne kadar mutlu.imreniyoruz.sonra duyuyoruz "biri ötekini aldatmış" yok "biri öbürünü kullanmış"
işte "sen ve ben" de o türlü oyunlarla "biz" i bozan şeytanın ulaşıp haz aldığı zirvelerinden birisidir
aret vartanyan'ın kitabıdır. edebi bir derinliği yoktur. ağır değil sade oku onayla veya onaylama bitti tarzında bir kitap. onun haricinde sıcak içten uslübu vardır.
eğer kalabalıktaysan ama yalnızsan, herkese çok yakınsan ama bir o kadar da uzak, gülümsüyorsan içinde derin, buruk bir boşluk varken. yapacak çok şeyin varsa fakat hepsini yapacak kadar vaktin olmadığını düşündüğünden her şeyi yarım bırakıyorsan... ben de senin gibiyim, belki de seninle duruyorum, yanında ya da yanında hissedeceğin bir yerde. şimdi sana beni anlatacağım ya da bendeki seni.
canımın sıkkın olduğu bir gün can sıkıntısının en aza indirmek geçmek bilmeyen 10 dakikanın tükenmesi için gittiğim kitapçıda ki yukarıdaki satırları okuyup dört elle sarıldığım ve kitap. tavsiye edilir.