elinizde sigara gören kişi sorduğu zaman daha da sinir bozucu olabilen soru. dışarıdan geldiğinizde sen mi geldin diyen kişidir yine elinizde sigara görüp sen sigara mı içiyorsun diye soran kişi.
anne bir gece rahatsızlanır, babayla birlikte hastane yollarına düşer. evde kalan iki kardeşten 16 yaşında olup arkadaş çevresinden özenerek sigaraya başlamış olanı bu durumu şuursuzca fırsat bilerek anneden köşe bucak sakladığı sigarasını zuladan çıkartarak keyifle yakar. ebeveynler hızla uzaklaşmıştır, asayiş berkemaldir.* fakat kendisini bekleyen acı gerçekten habersizdir bu hanım kızımız. içilen sigaranın kokusu nasıl giderilecektir? tecrübesizlik vardır nihayetinde, akıl edememiştir. tedavisi yapılıp eve dönen, hayatında hiç sigara içmemiş anne çok geçmeden durumun farkına varacak, bu masum(!) kızı -sen sigara mı içiyosun terbiyesiz, hem de benim verdiğim harçlıklarla alıyosun o sigaraları feryatları ile acımasızca eleştirecek, dövmekten beter edecektir. üstünden yıllar geçmiş bu olayı hatırladıkça, şu entry i girerken bile parmaklarının arasında bir sigara tutmakta olan bu kızımız keşke diyecektir, keşke dövseymiş, yerlerde sürükleseymiş de annesi, o gece gizli gizli içtiği sigara son sigarası olsaymış.
sigara ile yakalanmaya gerek kalmadan maruz kalınabilen sorudur. liseye giderkene okul cekedim; en sivri ve kendini hissettiren kokuları bile bastıracak derece yoğun ve buram buram sigara kokuyordu. ulan resmen görüyordum ara sıra kokuyu. düşün yani; göz görüyorsa burun ne yapsın bu durum karşısında. şimdi ben bu durum üzerine her sorana sigara içmiyorum desem kim inanır? tabi ki kimse inanmaz. tabi kadir hariç, çakallık yapıyor o.