Sen olmasan... Seni bir lâhza görmesem yâhut,
Bilir misin ne olur?
Semâ, güneş ebediyyen kapansa, belki vücud
Bu leyl-i serd ile bir çâre-i teennüs arar,
Ve bulur;
Fakat o zulmete mümkün müdür alıştırmak
Bütün güneşle, semâlarla beslenen rûhu,
Bu rûh-ı mecrûhu?..
Sen olmasan... Seni bulmak hayâli olsa muhâl,
Yaşar mıyım dersin?
Söner ufûlüne bir lâhza kaail olsa hayâl;
Soğur, donar, kırılır senden ayrılınca nazar
Ne hazin
Gelir hâyât o zaman hem vücûda hem rûha,
Yaşar mıyız seni kaybetsek âh ben, kalbim,
Bu kalb-i muztaribim?
Sen olmasan... Bu samîmî bir îtirâf işte;
Sen olmasan yaşayamam:
Seninle rabıtamız hoş bir îtilâf işte;
Fakat bu râbıta hâlî mi rûhu ezmekten?...
Akşam
Gurûba karşı düşündüm sükûn içinde bunu:
Fenâ değil sevişip ağlamak, fakat heyhât,
Bükâya değse hayat!..
sen olmasan başkası olurdu. gerçi o zaman da ben, ben olmazdım. haliyle başkasıda umrumda olmazdı. en iyisi mi sen sen ol, ben ben olayım, başka hiç kimse umrumuzda olmasın.
arkasından çok çesitli cumlelerin gelebilecegi söz öbeği
''abi sen olmasan bu heriflerin yüzüne bile bakmazdım'' gibi
yada romantik cumlerin içinden bir söz öbeği de olabilir.
''aşkım sen olmasan ben yaşayamam!'' gibi.*
sen olmasan,
kime ömrüm deyip kimi saracaktı bedenim, kimin olacaktı ruhum, kime yaslanacaktım sen olmasan.
sen olmasan,
aşk denen acı suyu nerden tadacaktım, nerden ıslanacaktım kendi yağmurlarımla...
sen olmasan,
çiğ süt emmişe güvenilmeyeceğini ve bıraktığın bunca acıyı nasıl yaşayacaktım?