peygamber efendimiz(s.a.v) bu sözü söylerken üç kere tekrar etmiştir ve nadir sinirlenmelerinden biridir. düşününüz ki bi insan hayatında en fazla 10 kere sinirlenmiş. böyle bi insan elbette peygamber sabrına sahip olanlardandır, peygamberlerdir. ve o, belli bile olmayan bir haksızlığa karşı o nadir sinirlenmelerinden birini gerçekleştirmiştir(bu siniri günümüzdeki şımarıklığımızla karşılaştırdığımızda sinir bile kalmaz belki). üstelik ölmüş olan kişi ümmet-i muhammed'e saldıran bir kimseydi.
söze gelince; bu durumu böyle güzel ve haklı bir cümleyle anlatmak ancak bir dehanın işidir. kendisinin söylediklerine geçmişte ve günümüzde inanmayan kişilerin bile kabul ettiği bir dehanın...
allah herkesi resul-ü ekrem efendimizin ümmetinden eylesin.
Peygamberimizin azadlı kölesi Zeyd'in oğlu Üsame -Allah her ikisinden de razı olsun- Hurka üzerine savaşa gönderilmişti. Düşmanla karşılaşıp savaşmış ve düşmanı yenilgiye uğratmıştı. Bu sırada o çevrede koyun güden bir çobanla karşılaşmıştı. Çoban bunları görünce şaşırmış: "Lailâhe illallah" demişti. Buna rağmen Üsame çobanı öldürmüştü. Medine-i Münevvere'ye döndüklerinde Peygamberimiz durumu öğrenince Üsame'ye:
- Ey Üsame, bu adamı "lâilâhe illallah" dedikten sonra niçin öldürdün? diye sordu. Üsame:
- O, ölümden kurtulmak için "Iâilâhe illallah" söyledi, dedi. Peygamberimiz:
- "Kalbini yardın da baktın mı? buyurdu."18 Bunun üzerine de şu âyet-i kerime nâzil oldu:
"Ey mü'minler' Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayın, dinleyin. Size selâm verene, dünya hayatının geçici menfaatlerine göz dikerek 'sen mü'min değilsin' demeyin. Çünkü Allah katında sayısız ganimetler vardır. Siz de önceden böyle iken Allah size Iütfetti. O halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır."19
Konu ile ilgili olarak Peygamberimiz şu uyarılarda bulunmuştur:
"Her hangi bir kimse din kardeşine ey kâfir derse bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise mesele yok. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner."20