şebnem ferah'ın parçasında nakarat..
şarkının sözleri:
benim çakıl taşlarım var irili ufaklı
kaybolduğumda yere yayıp yol yaptığım
çakıl taşlarım var her yerden topladığım
boşluğa düştüğümde oyunlar yaratıp oynadığım
benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil
oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli
benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı
taktığım zamanlarda içini gösteren adeta
sen hiç hiç oldun mu, birden duruldun mu
bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen
düştün mü sen
benim hiç boyanmamış dört duvarım var
çatlaklarından sızıp içinden geçtiğim
benim hiç yıkılmamış duvarlarım var
dikkatle baktığımda ardını gördüğüm adeta
sen hiç hiç oldun mu birden duruldun mu
bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen
düştün mü sen
benim bir hikayem var sonunu yazmadığım
benim bir sevgilim var henüz tanışmadığım
benim umudum var benim umudum
benim umudum var benim umudum
sen hiç hiç oldun mu birden duruldun mu?
bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
hiç oldun mu birden duruldun mu
bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen
düştün mü sen
oldum. saçma bir şekilde çok değer verdiğiniz bir insan sizi görmezden geldiğinde hiç oluyorsunuz.
umarım hiç hiç olmazsınız. olursanız da zamanla yine siz olursunuz. ben oldum. ama siz tekrar siz olduğunda da bu sefer o hiç oluyor. tahtırevalli gibi..
bu bir "ne istersem olabilirim!" isyanı değil. bu bir "herhangi bir şey olmak zorunda değilim." kabullenişi. yıllarca kendimi bir şey yerlere oturtmaya çalıştım ama, öylesine bir değişim içimdeyim ki, şundan 1 yıl öncesinden bile öylesine başkayım ki kendime bir yer bulamıyorum. kaybolmuş hissediyorum. tüm yaptıklarım bir kaçıştır belki, bir arayıştır. bilmiyorum. eğilimlerimiz gereği, yaşam sınıflandırarak ve etiketleyerek daha kolay yaşanıyor diye her şeyi ayırıp sınıflandırıyor ve gerisini düşünmüyoruz. rahat ediyoruz. ben edemiyorum. düşünmeden edemiyorum. düşünmeden rahat hiç edemiyorum.
Başkalarının gözünde çok, kendi gözümde hiç.
Bu yüzden zaten bu arada kalmışlık, insanlardan beklentilerimin ve onların bana verdikleri arasında uçurum, sahip olduğum mutsuzluk, üzerime sinen değersizlik hissi.
Ben onların kalbinde sahip olduğum yeri, gözlerindeki değerimi hep çok büyütmüşüm.
Ama hiçmişim ben.
"sen hiç hiç oldun mu, birden duruldun mu
bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?"