Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum, sevgilim. Hiç kalbin çarptı mı delice, gördüğünde beni? Nefesinin kesildiğini hissettin mi duyunca kokumu? Gözlerime baktığın bir saniye için bile heyecanlandın mı peki? Sesimi duyduğunda bam telin titredi mi? Dokunduğumda ellerine cayır cayır yandı mı tenin? Sevdin mi beni hiç sevgilim, sevdin mi benim kadar?
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum.
Binlerce yıl uyumak istiyormuşsun gibi.
Binlerce yıl uyanmamak istiyormuş gibi.
Sanki dünya dönüyor, ben duruyormuşum gibi.
Sanki etraf bulanıkmış biraz da, hatta kocaman bir uğultu varmış çevremde
Bilincimi yitirmiş de düşünmeyi bırakmışım gibi.
Sen hiç benim gibi hissettin mi bilmiyorum.
Sanki kimsesizmişsin gibi.
Kalabalık bir havaalanında elin havada kalmış gibi.
Yollarını gözleyenin olmaması mesela...
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum.
Bir deniz kenarında binlerce yıl hareketsiz durmak ister gibi
Ya da boş bir bankta ömrünü tüketir gibi...
Sen hiç benim gibi hissettin mi bilmiyorum.
Sanki senaryosu başkaları tarafından yazılmış bir hayatı yaşar gibi
Ya da söylemen gerekenleri kulağına fısıldarlarmış gibi.
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum.
Ansızın karşına biri çıkacakmış da seni kurtaracakmış gibi
Ya da hiç gelmeyecekmiş de o beklenen, yalnız kalacakmışsın gibi
Sen hiç umutla umutsuzluk arasında benim kadar gidip geldin mi bilmiyorum.
Sen hiç mesela minicik bir çocuğun ellerinden tuttun mu
Parmağını sımsıkı tuttu mu, yüzüne gülümsedi mi bilmiyorum.
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum
Korku tünelinde sevdiğine sarılmak ister gibi
Ya da bir salıncakta dünyaya meydan okumak ister gibi
Ya da martılara simit atar gibi mesela
Sen hiç benim gibi hissettin mi bilmiyorum
Çimlere uzanıp da mavi gökyüzünü düşler gibi
Beyaz bulutları bir şeylere benzettin mi hiç
Uçuyormuş gibi oldun mu mesela
Üstelik kanatların da yokken hala...
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum.
içten bir teşekkürü hak etmiş gibi
Yol veren arabaya kornayla teşekkür eder gibi mesela
Ya da güzel şeylerin gelmesini hevesle bekler gibi
Hatta bekleyemez gibi
Fırından çıkan sıcak ekmeğin eve gelene kadar köşesini yemek gibi
Sabredemediğin oldu mu sahi?
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum.
Kalbin buz gibi mesela
Isınması için dua eder gibi
Sobanın yanında elleri ısıtmak gibi
Güneşin altında yüzün yanar gibi
Sana yazılan bir aşk mektubunu okurken yaşadığın utangaçlık gibi...
Sen hiç benim gibi hissettin mi bilmiyorum.
Bu dünyadan uzaklaşmak ister gibi
Masallarla uyutulmak gibi
Hayallerle avutulmak gibi
Sen hiç masummuşsun gibi hissettin mi bilmiyorum
Sevgiliyle muhallebiciye gitmek gibi
Bir bebeğin kokusunu duyarak uyumak gibi
Birine sımsıkı sarılıp ısınmak gibi
Kurşun kalemini açmak için çöpün başına giden küçük çocuklar gibi...
Sen hiç benim gibi hissettin mi bilmiyorum.
Nemrut’a çıkar gibi
Kapadokya’da uyur gibi
Karadeniz’de gezer gibi
izmir’de yüzer gibi
istanbul’da ağlar gibi oldun mu mesela
Ve Bursa’da yaşar gibi...
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum
isim senmişsin gibi
Şehir senmişsin gibi
Kağıtta her yere seni yazacakmışım gibi.
Sen hiç böyle hissettin mi bilmiyorum.
Ben kulağına adını fısıldayayım mesela
sen başkasının kulağına adımı fısılda
zamanı gelince ayağa kalıp yüksek sesle söyle adımı gibi.
Evet biliyorum, hepsi çocukça...
Sanki ilk kez yaşadığımın farkına varmışım gibi... *