hayaleri yıkan prensestir.
ev kredisi çekersin, kooperatife girersin, düğün masrafları için para biriktirirsin ama aklını iş yerindeki zengin yöneticiye kaptırır onda para çoktur bırakır elinde düğün davetiyesi, kooperatif aidatlarının makbuzlarıyla kalırsın o ise bir sabah zengin patronuyla aynı yatakta uyanır sana da sabah son buluşmanız da bunu söyler.
hayatın içinden acı gerçeklere örnektir aşkın karın doyurmadığını söylerler kısmen haklılar ama madem doyurmuyordu neden nişanlandın diye sorarlar adama kadınların dengesizliklerinede örnektir birçok kadının yaptığı durumdur hayatını rahat idame ettirecek bir erkek arar bol şans dilekleri iletilir ve yol verilir.
genelde akılda kız/kadın tarafı canlanır. oysa; baban fakir ise bu senin suçun değil lakin kayınpederin fakir ise bu tamamiyle senin suçun. paragözlük insana hastır.
Kendisine eşya muamelesi yapılmayı hak eden nişanlıdır. Sevgili de olabilir, hiç fark etmez. Zengin erkekler tarafından kullanılıp bir köşeye atıldıktan sonra anlarlar paranın her şey olmadığını ama iş işten geçer. fakir, emektar ve sistemin oyununa hizmet etmeyen arkadaşımız ise bir başkasıyla Dünya evine girip çoluk çocuğa karışır, mutlu olur.