ben hiç kaybetmedim geldiklerinde benim yaralarım vardı görmediler hiç ben hiç kaybetmedim o yaralara onlar bastıkça yeniden kanattıkça benim kaybettigimi sandılar oysa ben hiç kaybetmedim onlar öyle sandılar ama en çok onlar kaybetti ben hiç kaybetmedim. şart değildir elmanın sevmesi ben kaybetmedim elma kaybetti.
tabik hayır, ama insan sevilmek ister, ve onu gerçekten seversen o da seni sever evet sever, sen onu ne kadar çok seversen o da seni,
(bkz: kalp kalbe karşıdır)
felsefik boyutundan önce gönül gözüyle cevaplanması gereken bir sorudur. her ne kadar nazım hikmet'i çok ama çok sevsem de; ille de sevdiceği ve hayalkırıklığını insandışı bir varlığa bağlamak gerekliyse; mevlana'nın şu sözü hem sevdiceği daha yüceltir hem de insanın ruhunu daha da özgürleştirir.
not:nazım hikmet çok özel bir şair ve aydındır ancak aşk hayatında hep sevdiği elmaların peşinden gitmiş, her koşulda aşkı severek ve sevilerek yaşamayı yeğlemiştir.
--spoiler--
''Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırak.''
MEVLANA
--spoiler--
"beni sevmeyen elmanın aq" meselesidir. şart değildir. s.ktirsin gitsin...
bir elmayı çok "tatlı" yapan şey; onu yiyenin ona karşı beslediği sempatidir. benim ona beslediğim sempati biterse, benim için önemli bir elma olmaktan çıkar. gerisi ona kalmış...
'seni seviyorum dedikten sonra, ben de seni demek zorunda mıyım?'ın başka bir şekli.
ayrıca usta şair, nazım hikmet ran'ın, tahir ile zühre adlı şiirinde geçen en baba dizelerdir.