''burada bizimle kal'' ile desteklenen tuhaf öneri. her misafirliğe gidişimde 90'ların misafirlik klişesi olarak duyuyordum. hani sempatikte bir çocuk değildim. tabak, bardak, çanak kırar dökerdim. balkondan milletin kafasına işerdim ama yinede bu tip teklifler ile karşılaşırdım. daha yedi yaşındayım ailemin sevgisini bile kardeşlerimden kıskanıyorum. beni onlardan başka kimsenin sevmesine izin vermiyorum adamın teklife bak. beni sevdi, başımı okşadı diye ilkokulda öğretmenime tekme atmıştım adam benim çocuğum ol diyor amk.
gerçi sonraki yıllar bu durumu değerlendirmeye aldım. keşke ''iki yıllık bir sözleşme imzalasaymışım'' diye söylendim kendi kendime. ama keşke de kaldı.
çocukta korku, gerilim, panik yaratan büyük sözlerinden biri.
-hadi gel sen bizim çocuğumuz ol.
+ bana nee
-hadi gel seni bizim eve götürelim.
+ yeaa bana neee
- bak bizim evde köpek de var, çok tatlı.
+ anneeeeeeeeeeee
çocukluğumun her bayram gezmelerinde maruz kaldığım ve daha o yaşlarda bile ne alaka amına koduğum diye içimden serzenişte bulunduğum olgun ebeveyn şakasıdır efendim. yersiz olduğu kadar komik de değildir. Hep içimden gelen tamam lan hadi bundan sonra sizin çocuğunuzum demek deyip sonraki tepilerini merak etsem de buna cesaret edecek ortamı yakalayamadım maalesef.
birde eve gelip gitmek bilmeyen çocuğa söylenir,
bu çocuğun her istediği yapılır yeterki erkenden gitsin,
eve gelir saçma salak herşeyi anlatır,
bilgisayara oturur,
yemek yer,
vs vs.
tanıdığın çocuğu olduğu içinde birşey diyemezsen
herşeye rağmen gitmez.
özellikle çocukların saftrik dönemlerinde, cocukları tedirgin eden ve konu uzadıgında sonunun çığlıkla yada aglamaya bittiği durumdur.
bir de üstüne anne-baba "verelim gitsin" tarzında söylemlerde bulunursa cocukluk kabusu olarak zihinlerde yer eder.