Kendim yazacaktım ama aşağıdaki yazı zaten AKPKK'yı öyle güzel özetliyor ki üzerine söylenecek söz yok!
AKP’nin seçim beyannamesi açıklandı.
*
Necip Hablemitoğlu öldürülecek. Bir milyon Iraklı katledilirken, Amerikan askerlerinin sağlığı için dua edilecek. Kafamıza çuval geçirilecek. istanbul’un göbeğinde sinagoglar, banka, konsolosluk havaya uçurulacak, 57 kişi ölecek.
Soykırımı tanıyan ülke sayısı 9’ken, 27’ye çıkacak, soykırım için taziye mesajı yayınlanacak. Milletin malı mülkü, bankalar limanlar telefonlar, babalar gibi satılacak, peşkeş çekilecek. BOP eşbaşkanı olunacak.
Bir yandan “van münüts” şovu yapıp, beri yandan “Yahudi cesaret ödülü” alınacak. Denktaş sırtından hançerlenecek, yes be annem denilecek. Dandik trenlere hız yaptırılacak, 41 insanımız öldürülecek.
Pırlantanın kadevesi sıfırlanacak. Başka gün kalmamış tam 29 Ekim’de, Türk düşmanı Papa’nın heykeli önünde, AB anayasasına imza atılacak. “Hamdolsun AB’ye girdik” diyerek, güpegündüz havayi fişekler fırlatılacak. “Alt kimlik, üst kimlik” denilecek. Kuş gribi salgınının üstü örtülecek. Keneden korunmak için pantolon paçaları çoraba sokulacak.
Rahip Santoro öldürülecek. Hukuk ulemaya sorulacak. Danıştay basılacak, Yücel Özbilgin öldürülecek. 23 Nisan, 19 Mayıs gibi milli törenlere, hasta oldum bahanesiyle katılınmayacak. 10 Kasım’da, Suudi Kralı’na madalya takılacak. ingiltere Kraliçesi’nin şövalyesi olunacak. Beyaz Saray’a “Tayyip Erdoğan’ı delikten süpürmeyin, kullanın” denilecek.
Kapitülasyonlar geri getirilecek, hazine bonosundaki vergi stopajı, yabancılar için kaldırılacak. Eşek ithal edilecek. Çiftçi, anasını da alıp gidecek. Gemicikler alınacak. Apronda deve kesilecek. Hrant Dink öldürülecek. Madımak’ta insanları diri diri yakmaktan arananlar, istanbul belediyesinde işe alınacak. Deniz Feneri’ne dokunan, yanacak, Aydın Doğan düşman ilan edilecek, savcılar sanık yapılacak.
Şu anda 3 lirayı geçen dolar, 1.7 lira olduğunda, hamdolsun teğet geçti denilecek. Seçimlerde parmak boyası kaldırılacak, mezardan seçmen fışkıracak. Anketler manipüle edilecek. AKP’ye oy vermeyenlere “kanı bozuk” denilecek. AKP’li belediye başkanı, fıkra ayaklarıyla, Atatürk’e “ibne” diyecek. Şehide kelle, Apo’ya sayın denecek.
Bölücü terör, hortlatılacak. Şehit binbaşının bayrağa sarılı cenazesi, bavul gibi, kamyonet kasasıyla taşınacak. Güya DGM’ler kaldırılacak, özel yetkili mahkemeler kurulacak, kumpaslara göz yumulacak, hatta savcısı olunacak, PKK tanık TSK sanık yapılacak, genelkurmay başkanı “terörist” ilan edilecek, donanma lağvedilecek, Türkiye bağırsaklarını temizliyor denilecek, ne idüğü belirsiz Ergenekon hahamı gibi lavuklar, muteber adammış gibi TRT’ye çıkarılacak, polisimiz “imamın ordusu” yapılacak, yurtseverler, Atatürkçüler hapse atılacak, yandaş medyada linç edilecek, kahırdan kafalarına sıkmaları, kanserden ölmeleri sağlanacak.
CIA ajanının “Yeni Türkiye” isimli kitabı piyasaya sürülecek. Milli takımın bayrak rengi forması, turkuaz yapılacak. Fenerbahçe Başkanı hapse atılacak. Muhsin Yazıcıoğlu öldürülecek. PKK açılımı yapılacak, üniformalı teröristler Habur’da törenle karşılanacak, üstü açık otobüsle şehir turu atacak, itiraz edene “iki cihanda lekeli” denilecek.
PKK açılımı için TBMM oturumu yapılacak, oturum tarihi özenle seçilecek, tam 10 Kasım’a denk getirilecek. Arınç’a suikast yalanıyla kozmik odaya girilecek. Yetmez ama evet demeyene, darbeci denilecek, yargı mekanizmamız Yargıtayyip, Danıştayyip, Sayıştayyip haline getirilecek. Deniz Baykal’a kaset komplosu kurulacak, CHP dizayn edilecek, Yeni CHP olacak. MHP’ye belaltından vurulacak. Mavi Marmara bile bile ateşe atılacak, insanlarımız öldürülecek. “Mezar ev”lerle tanınan Hizbullahçılar serbest bırakılacak.
insanlık Anıtı’na ucube denilecek, yıkılacak. inek ithal edilecek, koyun ithal edilecek, saman ithal edilecek. Ha nükleer santral kurmuşsun, ha evine tüp bağlatmışsın, ikisi de aynı denilecek. “PKK’yla masaya oturduğumuzu iddia edenler şerefsizdir” deyip, PKK’yla masaya oturulacak, imralı ve Kandil’le müzakereler başlayacak. Kandil’den canlı yayın yapılacak.
Barzani, AKP’nin onur konuğu olacak, Türkiye seninle gurur duyuyor sloganı atılacak. Nevruz’da Apo’ya “ulusa sesleniş” konuşması yaptırılacak. Şehitlere “bi kaç Mehmet” denilecek. Cephanelik patlayacak, 25 şehide bile “Hindistan’da Pakistan’da olur böyle şeyler” denilecek, AKP valisi AKP generaline sucuk hediye edecek. TBMM tarafından Vahdettin’i anma töreni yapılacak.
Padişah Abdülhamid’e onursal doktora verilecek. 19 Mayıs yasaklanacak. Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanacak. Atatürkçülere “terörist holigan” denecek. Atatürk’le inönü’ye “iki ayyaş” denilecek. Nutuk, suç delili olacak. 10 Kasım’da Anıtkabir’e değil, Brunei Sultanı’na gidilecek. TC silinecek. “600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi” denilecek.
izmir’e “gavur” denilecek, belediye başkanına 400 sene hapis istenecek. Dersim için özür dilenecek, Seyid Rıza şehit ilan edilecek, Sabiha Gökçen ırkçı-soykırımcı ilan edilecek. Uludere’de 34 kaçakçı F16’larla öldürülecek. Atatürk ilkeleri ders kitaplarından çıkarılacak. “Kindar gençlik” yetiştirilecek. ilkokulda türban takılacak. Suriye’de iç savaş körüklenecek, savaş uçağımız düşürülecek, sınırlarımız folofoş olacak, topraklarımız IŞiD kampı olacak, 2.5 milyon Suriyeli bize girecek. “Şam’da namaz kılacağız” diye atıp tutulacak, bilahare, Türk toprağı terkedilecek, Süleyman Şah türbesindeki boş sandukalar sırtlanarak, götün götün kaçılacak.
Kızılay’ın Türk’ü silinecek. “Türk yok” denilecek. Andımız kaldırılacak. Öğrenciler zorla imam hatip’e kaydedilecek. “Tayyip Erdoğan, Allahu tealanın bütün vasıflarını üzerinde toplamış bir lider” denilecek. Camide seçim propagandası yapılacak. Miting kürsülerinde Kuran’ı Kerim’le oy istenecek. Belediyenin önüne Kabe maketi kurulacak. Minareler süngü, kubbeler miğfer, diyanetin mercedesleri zırhlı olacak. Twitter kapatılacak. YouTube kapatılacak.
Madenler taşeronlaştırılacak, köle düzeni kurulacak, Soma’da 301 insanımız can verecek, “olağandır, fıtratında var” denilecek, taziyeye gidip cenaze sahibine tokat atılacak, yerlerde tekmelenecek. PKK’lılar askeri üssün bayrağını indirecek, armut gibi seyredilecek, müdahale edilmeyecek. Şehit babası, Tayyip Erdoğan’a hakaret etti diye, hapse mahkum edilecek.
Barzani’nin peşmerge konvoyları, tam cumhuriyet bayramımızda, topraklarımızda resmi geçit yapacak, MiT eskortluk yapacak. Mahsum Korkmaz heykeli dikilecek. Atatürk heykelleri yakılacak. Musul konsolosluğumuz basılacak, konsolos dahil, 46 insanımız kaçırılacak. Kürtaja katliam, sezaryene cinayet denilecek, en az üç çocuk doğurtulacak, kadınlar kahkaha atmayacak, bir kadın olarak susacak! TÜSiAD başkanı, vatan haini ilan edilecek.
Dünyanın en pahalı benzini kullanılacak. 58 başbakanın 80 senede yaptığı borcun üç misli borç yapılacak. Cari açık 83 kat artacak. Ermenekli şehit madencinin babası Recep amcanın cızlavetleri yırtıkken, Recep beye 1.150 küsur odalı saray yaptırılacak. PKK cirit atarken, askerin operasyon talepleri reddedilecek, 7 Haziran seçiminde istenen sonuç çıkmayınca, aniden vur emri verilecek.
Milliyetçilik ayaklar altına alınırken, şimdi milliyetçi olunacak, milli vekil istenecek. Analar ağlamasın’dan vazgeçilecek, ne mutlu şehit ailelerine denilecek. Açılım döneminde “ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi” diyen, şehitlerimiz toprağa verilirken tee Myanmar’a gidip Arakanlılara gözyaşı döken Ahmet Kiziroğlu, şimdi Dağlıca şehitlerimizin cenazesinde ağlayacak.
Tetikçi havuz medyasının tehditleri, fiziki saldırıya dönüşecek, gazete binaları basılacak, taşlanacak, gazeteciler dövülecek.
kapitalist toplumda milli çıkar, egemen olan sınıfın, burjuvazinin ihtiyaçlarına işaret eder. dolayısıyla milli çıkarların korunması burjuvazinin çıkarlarının korunmasıdır. milli çıkarlara zarar vermek, burjuvazinin çıkarlarına zarar vermektir. şişecam grevinin milli çıkarlara zarar verdiği gerekçesiyle yasaklanması bunun pratik göstergesidir. ( http://www.evrensel.net/h...eminde-yasaklanan-grevler )
şişecam, reno, beko, tofaş vs işçisinin, toplu iş sözleşmesi sürecinde işçiler arasında ücret farkı ve düşük ücret uygulamasına karşı, farkın giderilmesi ve işçi ücretlerinin iyileştirilmesi talebiyle yaptığı grev “genel sağlığa ve milli güvenliğe zarar verdiği” gerekçesiyle erteleme yoluyla fiilen yasaklandı. bu örnekten de görüldüğü gibi işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen halkların çıkarlarıyla milli çıkarlar (burjuvazinin çıkarları) uzlaşmazdır. fakat “milli çıkar” kavramı bir bütün olarak toplumun çıkarları olarak lanse edilir. bu, egemenlerin emekçilere enjekte ettikleri haplaştırılmış anlayışlardan birisidir. azımsanmayacak düzeyde de etkili olabilmektedir.
sefalet içinde yaşayan işçinin ücret artışı gibi en insani talebinin bile “milli güvenliği tehdit” algısıyla bastırılmak istenmesi işte kaynağını bu etkiden almaktadır. “vatan, millet, sakarya” jargonu, toplumun tarihsel-kültürel şekillenmesinde büyük pay sahibidir. eğitim müfredatlarından, yazılı görsel medyaya kadar geniş bir ağ üzerinden pompalanan bir “milli” edebiyatı var. bunun emekçiler üzerindeki etkisi çoğu zaman sınıfsal kimliği perdeleyen bir faktör olarak öne çıkıyor. işçi ve emekçilerin işsizliğe, yoksulluğa, dışlanmışlığa, düşük ücretle çalışmaya, güvencesizlik ve kölelik koşullarına rıza göstermesi çoğu zaman bu “milli çıkarlar gereği”dir. bunun tecrübesine sahip burjuvazi her başı sıkıştığında “milli çıkar” edebiyatına sarılmaktan geri durmuyor. “milli çıkar” edebiyatının çoğu zaman etkili olması, burjuvazinin her türlü gözüdönmüş saldırısına altlık yapılması kaynağını her biçim, araç ve vesileyle topluma enjekte edilmiş milliyetçilik kodlarından almaktadır. işçi sınıfı ve emekçiler kendi yaşam anlayışına ve diline sinmiş bu sinsi milliyetçi kodlara karşı uyanık olmalı ve sürekli mücadele etmelidir. kapitalist-emperyalist zincir içinde yer alan her ülkede “milli çıkarlar” işbirlikçi burjuvazinin ve uluslararası tekellerin ihtiyaç ve çıkarlarına tabidir. bu zincir içerisinde “milli çıkarlar” işçi sınıfı ve emekçilerin ekonomik, sosyal, siyasal ihtiyaçlarının bastırılmasını esas alır. o halde işçi sınıfı ve emekçiler “milli çıkarlara” cepheden tavır alıp, onun her biçimine karşı mücadele yürütürken aynı zamanda tüm dünyada her ulustan işçi sınıfının çıkarlarının ortak olduğunu bilerek hareket etmelidi