sayın rte abdullah öcalana da 'sayın' demiştir. o bir terörist başkanına bu kadar saygılı konuşurken kalkıp da nasıl 'sen' dersin. bu kadar beyefendi bir insana hakarettir sen demek!
çalıştığım bir kurumum müdiresiyle aramızda buna benzer bir çatışma geçmişti. müdüre hanım benim ona züleyha hanım dememden rahatsızlık duymuş. meğer müdüre hanım demem gerekiyormuş. üstelik bunun açıklamasını yaparken kendilerine saygısızlık ettiğimi düşünmediklerini, aksine kuruma karşı saygısızlık yaptığımı addetmişti. -sanırım adından hoşlanmıyor-. müdür yardımcısına da müdür yardımcısı beyefendi diyeceğiz herhalde! ulan takıldığınız konulara bak be. yaşımız kendisinden oldukça küçük ya, yeni fikirlerle geliyor olmamız, düzendeki abuklukları dile getirmemiz belli ki bi tarafına batmış. yalana da bak. kuruma saygıdan ötürü müdüre hanım demek gerekiyormuş, pehhhhh. belli ki tatmin olmamış egon biraz daha pohpohlanmak istiyor. biraz daha şişirilmen gerek. gerçi baştan böyle olacağını tahmin etmeyerek ben öküzlük etmiştim de neyse. bu kurumda ki öğretmenlerin müdüre hanım!n karşısında el pençe divan vaziyette esas duruşa geçmelerinden anlamalıydım. hay aksi. bizi de bu prosedür sarmaz ki.
hayranlık duyulması gereken söylem. zira başbakanımızın bu sözünün altında inanılmaz derecede felsefe kokan düşünceler vardır. fakat biz insanoğlu henüz bunu çözecek kapasitede değiliz.
hafıza-ı beşer nisyan ile maluludur demişler. başbakanın sözleri de bunun bir örneği.
vakti zamanında baykal'ın ne "takoz"luğu kalmış, ne dolaylı olaral eşekliği ( eşek ölür kalır semeri, adam ölür kalır eseri).
siyasi etik derkene bir durup düşünmek lazım.
sen diye hitabettiği cümleleri ise buraya yazmaya kalksak ne zamanım yeter ne de sözlüğün database'i. valla mehmet topuz'un transfer hikayesi üzerine yazmak bile daha akıllı işi olur.
oldukça haklı bir serzeniş. malumunuz karşımızda şu anda türk tarihinin en kadirşinas, en mülayim, en muteber, en saygın, en zarif, en kibar, en narin siyaset adamı var.
öyleki bu ulvi kişi, öcalan'ı bile "sayın" sıfatıyla anan birisi.
böyle bir adama, sen kalk tövbe haşa "sen" de. olacak iş mi? bu bir gaflettir, bu bir dalalettir, hatta bu hıyanettir nazarımda. böyle bir hakareti yüce türk milleti ve ulu önder sayın başbakan kaldıramaz. alnımıza sürülmüş kara bir lekedir, bu.
sayın başbakanımızın ismi dahi anılırken ağızı çalkamak, yetmedi salavat getirmek lazım gelir.
bir de, ananı da al git lan var tabi. ama "sen" diyemezsin!, lan diyebilirsin mesela.
Yedi düvele "sen" diye hitabeden, sadece sen demekle kalmayıp "ananı da al git" diyebilen, edebi ve efendiliği başkasından bekleyen, "ömürlerinde kaç koyun gütmüşler" lafıyla halkı ne olarak gördüğü belli olan hazretin oksimoronik -ya da öyle birşey- beyanatı.
4. Edit: Anlamını bilmeyip de sözlükte başlık olarak mevcut olmasına rağmen bakmaya üşenenler için (bkz: oksimoron): çelişen manaları bir arada bulunduran ifade. Örnek: "sen bana sen diyemezsin".
Anlamını bilmeyip de sözlükte başlık olarak mevcut olmasına rağmen bakmaya üşenenler için (bkz: hazret): arapça "sayın".
5. ve Peşin Edit: başbakanımız çok cici bir şahsiyettir, ona medyada, sokakta, dağda, bayırda, ormanda ve dahi sözlükte dil uzatan (misal; muhalefet, zaten neyimize lazım muhalefet, çok faydalı birşey olsa başbakanımız onu da bizim için getirir) kızgın demirlere gelsindir, odu ocağı dağılsındır, entryleri 555. kez silinsindir, uçsundur uçurulsundur.
(bkz: iktidarin 7. yılında sözlükte yayınlanmasına izin verilen entryler)