-Lise 3'te ona aldığımız bilgisayarla devamlı vakit geçiriyordu. Odasına ben, annesi ya da ablası girdiğinde hemen telaşla bilgisayarını kapatıyordu.
-1 Mart 2022'de ikbal Uzuner'in annesi eşimi arayarak, 'Senin oğlun benim kızımın beynini yıkamış, beraber intihar edecekler' demiş. Aynı gün akşam saatlerinde Semih'in sol göğüs bölgesinden kendisini bıçaklayarak intihara teşebbüs ettiğini öğrendik.
-Bu olaydan ötürü muayenesi Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi'nde oldu. Psikoloji üzerine ilaç tedavisi üzerine 3 hafta bu hastanede yattı.
-Kendisi Rami Meydan'da bir iş yerinde çalışmaya başladı. Kasaplığı öğrendi. En son Bayrampaşa'da çalışıyordu. Bundan 9 ay kadar önce bıraktı. Evde kendisinin altın birikimleri vardı. ihtiyaçlarını bunları satarak karşılıyordu.
-Kendisi 2 yıldan beri uyuşturucu madde kullanıyordu. Davranış değişikliğinden, duygu durum bozukluğundan bunu tahmin edebiliyordum. Ama uyuşturucu maddeyi nerden, nasıl temin ettiği hakkında bilgim yoktu.
-Bundan 1 yıl kadar önce Semih'in odasına girdiğimde çizdiği insan psikolojisini korkutan şeytana benzer kara kalem resimler gördüm. Semih'e bu resimlerin ne olduğunu sorduğumuzda bizlere 'Anlamazsınız, düşünce yapılarımız değişik' diyerek başka açıklama yapmıyordu.
-Semih yukarıda beyan ettiğim intihara teşebbüs olayından sonra ikbal Uzuner'den ayrıldı. Bundan 1 yıl kadar önce Semih bıraktığı liseden sınıf arkadaşı Ayşenur Halil isimli kızla çıkmaya başladı.
-Ayşenur Pazartesi günleri ikametimize gelirdi. 12:00 -17:00 arası Semih ile Ayşenur evde tek başlarına vakit geçirirlerdi. Aynı zamanda dışarıda da buluşurlardı.
-Olay günü 10:44 sıralarında Semih'e 'Oğlum işten dolayı ben bu akşam geç geleceğim' dedim. Kendisi de bana 'Ayşenur evde, gün içinde sakın gelmeyesin baba' dedi. Ben dışarıda bulunduğum sırada eşim arayarak 'Polisler evde, çabuk eve geç' dedi. Ben de eve geldiğimde polislerden öğrendim.
-Doktor Semih'e psikolojik bir ilaç yazmıştı ama Semih doktorun yazdığı ilacı kullanmıyordu. Semih ara ara evde şarap, bira gibi alkol alırdı ama 3 ay kadardır uyuşturucu kullanmıyordu. Çünkü uyuşturucu madde alacak parası yoktu.
-2023 yılı Kış ayında Semih'in odasına girdiğimde penceresi açık ve odası buz gibiydi. Ben de kendisine 'Hayırdır ne yapıyorsun' diyerek penceresini kapatmak isterken, yanıma gelerek 'Hayır, kapatma camı' diyerek eliyle gökyüzünü işaret ederek 'Bak bakalım ne görüyorsun' dedi. Ben de karanlık bir şey görmüyorum dedim. Kendisi de bana 'Sen benim gördüğümü göremiyorsun' dedi." şeklinde konuştu.
-Eşimden öğrendiğim kadarıyla olay günü 11:00 sıralarında telefon üzerinden görüntülü Semih'i aramış, Semih ve evde yanında bulunan kız arkadaşı Ayşenur ile görüşmüş. Herhangi bir sorun yokmuş.
-Semih'e 'O bilgisayarı incelemeye götüreceğim' dediğimde kıyameti kopardı. Semih'in bilgisayarda ya da telefonu ile hangi sitelere girdiği, kim ya da kimlerle irtibat kurduğu, beyninin kim ya da kimler tarafından yıkanmış olduğu hakkında bilgim yok.
-16 yaşına gelmeden önce imanlı biriydi. Namazını da kılıyordu. Hatta bana neden Namaz kılmıyorsun, cehennemde yanacaksın' da demişti.
Bir akıl hastası olarak yazmak istediğim bir kaç şey var. Tedaviyi bıraksam devletin bundan haberi olmaz. Bizi denetlemiyorlar. Delirebilirim o süre zarfında ve ne olacağı belli olmaz. Sonuçta o ben ile bu ben çok farklı kişiler. Babası rahat rahat katilin ilaçlarını bırakmış olduğunu söylemiş. Hadi devlet denetlemiyor bari ailesi böyle ihmalkar olmasaydı. Kendi elleriyle oğlunu götürüp kapatmalıydı hastaneye. Tekrar, tekrar. Bahane kabul etmiyorum.
Gelelim annesinin ifadesine. Annesi de ikbal ile kopamadıklarından bahsetmiş. ikbal'inde intihar girişiminde bulunduğunu söylemiş. Bu olayda herkesin burnuna çok pis kokular geliyor.
Doktorların aileleri yeteri kadar bilgilendirmiyor oluşunun etkilerini görüyoruz.
Aileler böyle hastaların davranışlarını deneme yanılma yolu ile öğreniyor.