aralarında şehnaz tango nun da bulundugu televizyon dizileri ve kısa filmleri ile pek meşhur olamasa da kaliteli işler çıkarmış, meleğin düşüşü gibi bol portakallı* güzel bir film çekmiş yönetmen.
'herkes kendi evinde' adlı film sinemada ilk yönetmenlik denemesidir.
yıllar önce atlas sinemasında bu film için radikal aracılığıyla ücretsiz gösterim düzenlenmişti ve salon balkon dahil tamamen dolmuştu,
ayakta kalanlar dahi olmuştu. çoğunluk üniversite öğrencisiydi.
o zaman anlamıştımki sanata ilgi var ancak para yok millette.
yumurta filmini izledikten sonra, git bir coppola gör, bir şerif gören izle demek istediğim adamdır.
böylece; hayata dair detaylar nasıl yansıtılır, yönetmen aklındaki edebi oyunları beyazperdeye nasıl aktarır fikir sahibi olsun.
konuyla ilgili (bkz: verimli film çekebilmek)
1963 izmir doğumlu dokuz eylül üniversitesi güzel sanatlar fakültesi sinema televizyon bölümü mezunu yönetmen, yapımcı, yazardır kendileri. plastik sanatlar ve sinema üzerine olan bir kaç yazısı yabancı dillere çevrilip yayınlanmıştır. meleğin düşüşü isimli filmi 55. berlinale`de dünya prömiyeri yapıldıktan sonra eleştirmenler tarafından oldukça beğenilmiştir. bir dönem radikal gazetesinde yazmışlığıda vardır.
tasavvufun dilini sinemaya entegre eden büyük türk yönetmen. meleğin düşüşü, yumurta ve süt filmleriyle beynimizde onarılması zor delikler açmıştır. ne nuri bilge kadar soğuk ne de demirkubuz kadar gerçekçidir. ama sinema dili ve altyapı olarak onlardan fersah fersah ilerdedir *.ayrı bir atmosferi var kaplanoğlu filmlerinin mistik,dini ve sürreal açılımlar geliştirmişir minimalist disiplininin üstüne. eğer haneke iran da doğsaydı kaplanoğlu gibi filmler çekerdi galiba *.
biz film çekerken bir ayı gördük sonra o ayı kayboldu ve şimdi burada sanıyorum diyerek altın ayı heykelcigini kaldıran yönetmendir. mümkünse konuşma ve sıçma diyesim gelmektedir.
60. Berlin Film Festivali Berlinale'de, "Bal" filmi ilk olarak "Ökümenik Jüri Ödülü"nü aldı.
Semih Kaplanoğlu, ödülü alırken yaptığı konuşmada: "Bu ödülü tüm kalbimle alıyorum"
"sanat ayrıdır, siyasi görüş ayrı!" gibi sözlerin saçmalığını göstererek, kusturica'nın altın portakal film festivali'ne davet edilmesini bal filminin ekibiyle birlikte protesto etmiş onurlu kişidir. zira bilinir ki bir yönetmenin filmlerinin esasını hayatta dert edindiği meseleler oluşturur. bu denli faşizan bir zihniyete sahip bir adamın hayata ilişkin derdi nedir ki filminde bize anlatacağı ne olsun. bunu bir kez daha cümle aleme ilan ettiği için binlerce teşekkürü hak eden birisidir kaplanoğlu.
sanatçı kişiliğinin dışında emir kustarica'nın altın portakal film festivaline davet edilmesine gösterdiği tepki ile takdirimi bir kez daha kazanmış onurlu yönetmen.
emir kustarica gibi insan katliama destek veren bir kişiyi davet edenleri keşke her yönetmen böyle kınasa.