katıldığı bir programda türbanla alakalı konuşurken, "bazı aklı evveller çıktı ulemeya sor efendi falan dedi, böle şey olmaz" cümlesini kurduktan sonra birinin "o cümleyi başbakan kullandı" deyince, "o zaman baştaki ifademi düşürüyorum" diye "geri" yapmış olan hukuk profesörü.
konuklardan biri, "başbakan olması bir şeyi değiştirmez, ifade özgürlüğüdür nihayetinde" deyince, "geri" yapmasının sebebini hukuka bağlamıştır.
buradan iki sonuç çıkar, biri; türkiye'de başbakanın vatandaşa veya muhalefet liderlerine, stk'lara hakaretamiz eleştiriler getirmesi serbesttir, ancak başbakana benzer türden bir şey söylerseniz bu suçtur. e hani ifade özgürlüğü? yani semih hoca, tayyip yiğidimden tırsmıştır. başbakan pıstırmıştır etrafını.
diğeri ise, türkiye'de ifade özgürlüğü, türban özgürlüğü kadar önem arz etmemektedir.
eğer bir gün istanbul sokaklarında açık mavi renkli kalın cilti bir kitapla dolaşan yüzlerce insan görürseniz anlayınki o gün istanbul hukuk insan hakları hukuku sınavı vardır ve anlayınki gördüğünüz şey sadece buzdağının üst kısmıdır.
istisanız her mezunun bir şekilde arkasından birşey deyip, ama onun gibisinin de hayatlarından geçmediğini eklemesi oldukça doğaldır. Türkiye'de insan hakları hukuku doktrinde tektir. insan haklarını sadece Avrupa belgelerinden ibaret görenlerin aksine Afrika Birlğini bile akademik olarak incelemiş ve aktarmış birisidir. Türkiye'de insan hakları hukuku diye birşeyden habersizken koca profesörler, insan hakları usul hukukunu yazmış adamdır kendisi.
tam adı mehmet semih gemalmaz'dır. istanbul hukuk bünyesinde aktif olarak yer alan profesörler arasında en fazla eser yazmış ve en kısa sürede profesörlük ünvanını almış kişidir. ulusalüstü insna hakları hukukuna giriş kitabı hemen her sene yeni baskı yapar ve her baksıda kitap biraz daha genişlemiş olur. kendisinin öğrencileri bakımından en hatırlanası özelliği, derslerde sarfettiği kendine özgü müthş sözlerdir. sözlerinde sınır tanımaz. sorusuna cevap alamadığında kimi zaman yanındaki asistanına * masanın üzerindeki kitabı vermesini söyler; kitabı isteme nedeni kitabı cevap veremeyen öğrencinin kafasına fırlatmaktır! kimi zamansa sorusuna cevap alamadığında "şu anda sizin suratınıza karşı mastürbasyon yapmak istiyorum ama tutuyorum kendimi" diyebilir. benim için en güzel gemalmaz repliği ise yanındakiyle konuşurken yakaladığı bir dişi öğrenciye bir soru sorup cevap alamadığında "ah şu kafanın dışına yaptığın masrafın yarısını kafanın içine yapmış olaydın cevaplamıştın bu soruyu" demesidir. görüntüsü itibariyle bir akademisyeni değil bir sokak serserisini andırır ama bu durum da kendisinin alanındaki üstünlüğünü gölgeleyecek bir durum teşkil etmez.
Garip bir kişiliktir. pek sevilmez ama dersleri çok kalabalıktır. Sorular sorar öğrencilere istediği cevabı alamayınca demez bunlar seneye avukat olacak rezil eder. o yüzden sorularına cevap vermekten korkar bir sene sonra avukat olacak insanlar. akılda kalan en ilginç özelliklerinden biri de sınav sonuçlarını açıklama hızıdır. final sınavlarını dahi 24 saat dolmadan açıklar. Final sınavında dersi geçme oranı çok azdır. hayatta acımaz . *