sayesinde ömer hayyam, hasan sabbah, haşhaşileri ve nizamülmülk hakkında daha iyi bilgi sahibi olduğum, ömer hayyam'ın güzel rubailerinden bazılarını keşfetmemi sağlayan akıcı kitap. ömer hayyam'ı daha da sevdim hakkında daha çok şey öğrenince.
tarihi kişiliklerin insani yönünü gösteren tüm eseler övgüye layıktır gözümde. ama taraflı ama tarafsız. semerkant da böyle bir kitap. hayyam'ın rubaileri çok küçükken geçmişti elime. evirip çevirip okuduğumdan anladığım kadarı kar kalmıştı yanıma. daha sonraları sevdim hep ömer hayyam'ı. islam dünyasının yobazlardan oluştuğuna dair olan inancı kırabildiği için sevdim belki de en çok.
bu kitapla birlikte rubailer canlanıyor sanki. her bir kelimenin yazılışı bile gözünün önünden geçiyor insanın. belki de diyorsun cihan'la şu tartışmasından sonra yazdı ya da herhangi bir siyasi tartışmanın ortasında kalıp canı sıkıldı. tarihin canlanmasına hep hayran kalmışımdır. her zaman hikayelerle dersi anlatan tarih öğretmenlerimizi sevmemiş miydik zaten?
üç adamın yan yana olabileceğini ama fikri açıdan tamamen başka diyarlarda olabileceğini görüyorsun. hırsın nasıl bir şey olduğunu. başarının da yıkımın da hırsla geldiğini. ve bir kadın... terken hatun'un doyumsuzluğu, iktidar hırsı, etrafındakileri amaçları uğruna feda edişi şaşkına çeviriyor insanı. siyasi başarının gelebilmesi için insanlığından biraz da olsa mutlaka kırpman gerektiği yüzüne çarpıyor bir şekilde.
güzel kitap. maalouf'un diğer romanları gibi akıcı. ilgi uyandırıcı. bomboş ellerinden kayıp giden kitaplardan değil, zihni meşgul edenlerden.
Amın Maalouf'un kaleme aldığı ünlü romanlarından biri. iranlı şair, gökbilimci, bilge Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının mevcut tek yazma nüshası. Yapıt, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat adlı el yazması eserinin 1072 yılında Semerkant'la başlayan ve 1912'de Titanik'te biten hikayesini ele alıyor.
fareler ve insanlar, şeker portakalı derken sıra geldi müstehcenlikte sınır tanımayan bir ahlaksız kitaba daha. bize müstehcenliği okutmayın, dizi olarak sunun!!! yoksa hakkınızda soruşturma başlattırtırım!
--spoiler--
Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Lisesinde bir tarih öğretmeninin öğrencilerine okumaları için önerdiği Amin Maalouf'un Semerkant adlı kitabı şikayete konu oldu. iddiaya göre, bir veli kitabın müstehcen olduğunu ve islamiyeti aşağıladığı iddiasıyla, Bahçelievler ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçeyle şikayette bulundu. Şikayet üzerine kitabı öğrencilere öneren tarih öğretmeni hakkında inceleme başlatıldı.
--spoiler--
sadece bir roman değil, elinden akıp giden, altın renginde, sıcacık kumdur semerkant. o kumu seyrederken gözlerin kamaşır.
üstünde beyaz, ferah bir entarinin dokusunu hissedersin. esmer insanlar etrafını sarar. diline şekerli, tarçınlı bir tat gelir. gecenin sessizliği, ve en önemlisi gökyüzü.. yıldızların parlaklığı, siyahın en güzel hali. en korumacı. en gizemli, en büyülü hali.
amin maalouf un değil bu roman. ömer hayyam ın da değil. özbekistan topraklarının, islamiyetin, selçuklunun, rubailerin hiç değil.. o tamamen kendine ait. sadece kendinden mesul. herkesi her şeyi aşmış yükselmiş o. bilgeliğe, mantığa, aşka yükselmiş. dokunmak için, tatmak için, yaşamak için yükselmiş.
kitabın kapağını görmek bile, kısa süreli hayallere sevk eder. hiç yaşama ihtimaliniz olmasa da aşka şahitlik edersiniz. kendi anılarınız değersizleşir.
hayatı yaşamanın değil de, hayatın insanı yaşamasının hikayesi.
icat edilmemiş, keşfedilmiş. nihayet.
Dilediğim keyfiyetle okuyamadığım, bunun sebebini de yoğun tarih aktarımlarından hoşlanmıyor oluşuma bağladığım yine de güzide diyebileceğim Amin Maalouf kitabı.
birçok tarihi yapıyı barındıran, tarihin en eski şehirlerinden biridir. Buhara ile kardeştir.
Gezeceğiniz yerler arası mesefa çok uzun olduğundan kesinlikle bir araba ya da taksi kiralamalısınız. Gezi için bir sıralama olmasada şu sırayı takip ederseniz zaman kazanırsınız.
holy daniel in devasa mezarı burdadır. gerçekten holy olduğunu anlayacaksınız çünkü başından ayaklarına kadar yürümeniz yaklaşık 1 dk sürüyor. * sanırım kendisi mezarı türkiye de olan hz.ibrahim oluyor. semerkant ile bir ilgisi yok ama benzer şey norata( nurata) içinde geçerli.
Daha sonra bibi hanım camiine gidebilirsiniz. Siz camii dendiğine bakmayın, dükkanların, evlerin, mescidler, havuzlar ve mezarlıkların bulunduğu ufak bir kasabayı andırıyor. en tepeye ulaşmak için oldukça fazla basamak kullanacağınızdan biraz kondisyonunuzun iyi olması lazım.
Yıldırım ı esir alan timur un türbesi bu şehirdedir. içeri girerken heryerde olduğu gibi yabancılara atılan kazığı tadacaksınız, sakın kapıdaki görevliye dua edip çıkacaktım demeyin yemiyorlar. * Timur un türbesinde fazla vakit kaybetmeyin, kaybetmeyeceğinize eminim çünkü görülecek pek birşeyde yok içerde mezardan başka. *
son surat Uluğ Bey Medresesi ya da rasathanesine gitmek için yola koyulun çünkü bir medrese ya da rasathane gezmeyeceksiniz devasa bir kompleksi ziyaret edeceksiniz.
Medreseye vardığınız zaman sizi büyüleyici bir meydan karşılayacak bu meydanın adı Rigestan Meydanıdır. Bu büyüklükte ve güzellikte bir meydan yapmayı ne yazık ki atalarımız akıl edememiş. Bence semerkand ı semerkand yapan bu meydan ve 3 bölümden oluşan muhteşem uluğ bey rasathanesi...
Her bir bölüm kendine has olup içeride hediyelik eşya satan esnaflar bulunur. isimleri deriye yazan hattat ismoel eke ye uğramadan ayrılmayın. isminizi veya sevdiklerinizin ismini deriye yazdırabilirsiniz ki bence uluğ bey den alabileceğiniz en güzel hediye ya da hatıradır. uluğbey i yetiştirdiği matematikçileri gizemini ve güzelliğini akşama kadar bitiremeyeceksiniz ama size legal olmasada ufak bir tavsiyede bulunayım. medresede bulunan minarenin iç kısmı tamamen altındır. bu kısma giriş yasak. kilitli. ama orada güya size yardımcı olmak isteyen polislere ufak bir hediye verirseniz bu kısmıda görebilirsiniz.
Uluğ bey medresesinin hemen karşısında meşhur semerkant nohutunun tadına bakmadan ayrılmayın, elbette şekersiz yeşil çay istemesenizde gelecek. yani votka içmeye bile gitseniz özbekistan da biryerlere kesinlikle çay gelecektir. sinirlenmeyin, kızmayın.
halıları tıpkı kardeşi buhara gibi meşhurdur. halıların işçiliğinden ve fiyatlarından bahsetmenin anlamı yok, gelince görürsünüz. Son olarak devasa halı pazarını ziyaret edin.
Amin Maalouf'un Semerkant adlı kitabına konu olan iran halkı sürekli mollalar tarafından baskı altında kalmış , ingilizler ve ruslar kendi çıkarları doğrultusunda şah ve mollaların yanında yer alarak iran halkının demokrasi arayışını ciddi şekilde baltalamış. acaba semerkantta konu olan durum bugünlerde hala hükmünü sürdürüyor mu diye düşünüyor insan.
--spoiler--
Bu akşam ağlayacağımı biliyordum. Ama bu yüzden değil. Birbirimizden uzun süre, hatta sonsuza kadar ayrılacağımızı biliyordum ama bu sözler, bu bakışlarla değil. Yaşadığım en güzel aşktan bu bakışları, bir yabancıya aitmiş gibi olan bu bakışları götürmek istemiyorum belleğimde. Bana son kez bak Ömer! Senin sevgilin olduğumu anımsa. Beni sevdin, ben seni sevdim. Beni tanıdın mı?
--spoiler--
zamanında moğol istilalarından nasibini alıp yerle yeksan olmuş şehirlerden biridir. bu sebeple günümüz semerkant'ının tarihi en fazla 600-700 yıllık falandır. gerçek semerkant toprağın altındadır.
--spoiler--
-bu kentte bizim gibi buluşan kaç sevgili var dersin?
soruyu soran cihan muzip muzip fısıldıyordu.ömer gece takkesini düzeltti, yanaklarını şişirdi, sesine bir ağırlık verdi:
-durumu yakından inceleyelim bakalım.canları sıkılan evli kadınları, itaatkâr köleleri, kendilerini satan ya da kiralayan fahişeleri, iç çeken bakireleri bir kenera bırakırsak, geriye kaç kadın, kendi seçtiği erkekle buluşan kaç sevgili kalır? yine acaba kaç erkek, sevdiği kadının, özellikle başka bir şey yapamadığı için kendini sunan değil, bir başka nedenle kendini veren bir kadının yanında uyur? kimbilir? belki bu gece Semerkant'ta tek bir seven kadın ve tek bir seven erkek vardır
--spoiler--
Özbekistan'da bir şehir.
Amin Maalouf'un en beğenilen kitaplarından biri. Ömer Hayyam'dan Selçuklu devlet yönetimine, ilk istihbarat birimlerinden Haşhaşiyun örgütüne kadar bir çok konunun anlatıldığı muazzam eser.