"Su dolu bir bardağa bir çubuk attığınızda çubuk kırık gorunur ama çıkardığınızda duzdur. Yani evrende gordugunuz hiçbir sey gordugunuzu sandiginiz gibi değildir." demişlerdir.
empresyonizm karşıtı olan,pariste yayılan,dışavurumculuktan etkilenip, surrealizm in başlangıcı.sembolizm'in sırrı yalnızlık ve soyutlanmaktır.genellikle resimlerinde vampirler ve hayaletler içerir.edebiyat ve güzel sanatlarda sıkça karşımıza çıkan akım.
Simgeciliktir.
Sanatta anarşizmi, idealizmi savunur. Tüm eski kurallara karşı çıkan , Bir takım simgelerin arkasına sığınarak yazılan karamsar yazıların etkilendiği akım.
Sembolizm (Simgecilik), 19. yüzyılın sonlarında Fransa'da ortaya çıkmış ve 20. yüzyıl edebiyatını önemli ölçüde etkilemiştir. Bireyin duygusal yaşantısını dolaysız bir anlatım yerine simgelerle yüklü ve örtük bir dille anlatmayı amaçlar.
rüyave esrarı hayattan çıkaran pozitivizme, varlık ve tabiatta sadece dışı gören natüralizme ve parnaslaratepki olarak doğmuş bir akımdır. sembolistlere göre şiir, realite ile bütün bağların kesildiği noktada başlar ve onsuzluğa doğru gelişir.
parnasizme tepki olarak doğmuştur. "güzelin değeri kapandıkça artar " düşüncesini benimser. bu düşünce somut olarak düşünüldüğünde akp yi anımsatır bana. bizdeki en önemli temsilcileri cenap şahabettin, ahmet haşimdir.
20. yüzyıl edebiyatını etkileyen, fransız şiirinin kurallarını değiştiren akım. sembolistlerin başında Charles Baudelaire(1821-1867) ile birlikte Verlaine (1844-1896), Rimbaud (1854-1891) ve Mallarmé (1842-1898) gelir. ayrıca:
Albert Samain (1858-1900)
Rémy de Gourmont (1858-1915)
Alfred Jarry (1873-1907)
Gustave Kahn (1859-1936)
Jules Laforgue (1860-1887)
Maurice Maeterlinck (1862-1949)
Stuart Merrill (1863-1915)
Éphraïm Mikhaël (1866-1890)
Albert Mockel (1866-1945)
Jean Moréas (1856-1910)
Henri de Régnier (1864-1936)
Adolphe Retté (1863-1930)
Paul Valéry (1871-1945)