Aşık bir imbikten süzülür ömrüm
kekremsi tadı kalır geçen günlerin,
ben bahar derim, yeşil saçlı Nisan
derim de anlatamam gümüş kanatlı
huzursuz kuşlarını semaver göğün,
ince sızılar geçer yorgun kalbimden
ummadığım an da çıkagelir kirli ölüm
Dağlar da eksilir rüzgârla seviştikçe
falcılara kum olur cıvık masalarda,
kimseler bilmez söze giysi biçtiğini
siyah bir gülü suladığını ömrünce.
Dikilip karşına sana seni anlatır !
Kırık bir kol gibi yeninde taşıdığın
terinle ovup, sancınla çoğalttığın
her karesi aşk olan narin hayatının
sularını kirletir kıskanç bir kedi
Sözcük oyununda incecik kumarbazdım
aşk makaslarıyla kestim kordelasını
yaz bahçelerine açılan çiçekli kapıların,
sevda bahsinde mahzun, tek kanatlı kuştum
hep yek'le uçmalara uğraştım sınırsız göğü,
kör kuyunun başında ömrüm sendeliyor şimdi
sonsuz suskunun cazibesiyle başım dönüyor,
korkunun ecele faydası yok derdi eskiler
son günlerde cebimde taşır oldum ölümü...