ögrencisi olarak birinci agızdan yalanyalabilecegim haberlere konu olan üniversite. okulun web sitesi olan http://www.selcuk.edu.tr'de duyuru olarak ta belirtilmiştir kılık kıyafette eski sistemin uygulanacagı. konya dha muhabirlerini yakından tanıyan biri olarak son derece aspargas haberlere konu oldugunu da belirtebilirim. **
karaçarşaflı birini kampüste göremediğim üniversitedir.ben mi dikkatli bakmıyorum,gözlerim mi alıştı çakamadım olayı,cuma günüde sabahtan akşama kadar o fakülte senin bu fakülte benim gezmiş idik.*
carsaflı bayanın kampus içerisindeki diş hekimliğinde tedavi olmak için girdiği okuldur. provokatör hurriyetin iddia ettiği gibi ögrenci degildir. zaten hurriyetin haberinde 'iddia edildi' ibaresi bulunmaktadır. iletişim ögrencileri iyi bilirlerki 'iddia edildi' ibaresi en cok aspargas haberlerde ya da dogrulugu kanıtlanmamıs haberlerde kullanılır.
(bkz: selcuk üniversitesi dis hekimligi fakültesi)
ödenek eksikliğinden veya başka nedenden selcuk üniversitesi tıp fakultesi ve hastanesi inşaatının yıllardır bir turlu bitirilemediği üniversite. tamam anlarım yeni bina yapınca odenek verilmiyor ek bina yapınca bakanlıktan ödenek daha kolay çıkıyor falan filan denebilir. ancak o devasa yapıların yapılma yeri bi kere yanlış. sen geleceksin kampusun en güzel yerini yıllardır şantiye alanına donustureceksin ve hala inşaatta bir çivi çakılmayacak. hadi bitirildi diyelim kampus eğitim yuvası olmaktan çıkacak her tarafta hastalar olacak, ambulans sirenlerinden ders yapılmayacak. yapılan yer yanlış diyorum ya bu inşaat için en uygun yer su anda dilek sabancı konservatuvarının bulundugu yerdi. zira giriş ve çıkış kolay olacak fakultelerin hastaneye yakınlıgı kalmamış olacaktı. keza kampus içinden tramvay geçerirler ama en çok ihtiyacımız olan sınav zamanı tramvay çalışmaz oldu. neymiş efendim durak yapılıyomuş. tabi ögrenci mi umurlarında,umursadıkları şey bence kayıt zamanına kadar kampusu dezenlemek ve ailelere begendirmek. kampus kampus değil ki şantiye sanki. tramvay geçer ve sonuç olarak kampuse kimin girdigi belli değildir. bu zamana kadar tek görevinin yalnızca turbanlıları kampuse almamak olan güvenliğin bu vesileyle yapacak işi de kalmamıştır.
üniversitenin eleştirilecek tarafı mı bilmem ama kampusun dısadan guzel gorunmesini saglayan agaclar sık değil. halil cin hatıra ormanı diye tabela asmışlar ancak ormandan eser yok, fidanlık diye değiştirseler daha dogru olur. hele hele yaz günü atatürk yurdunda kalanlar bilirler toprak yoldan hukuk fakültesine gitmek ölümdür oxfordharward gibi nam salmış üniversitelerde adamlar kilometrelerce çim ekebiliyolar ancak bizimkiler yabani otların yetişmesine sevinip kesmeye bile kıyamıyorlar. o otlara ne bi ilaclama ne bi bakım yapılıyor...
bir de kampus girişinde hadi çıkta gel diye bi duvar yazısı vardır ki evlere şenlik. yani dogrusunun çık da oldugunu bilmeyen üniversitelilerin bulundugu, bunu da geçtim duvarlara çık da gel yazınca geleceğini düşünen zihniyetin hala var oldugu egitim yuvası. yine kampusun her yerine yazılmış nazlım yazısı. çok sevdiği belli ki insanların gelip geçtiği yerlere bile adını yazmış, ayaklar altına almak deyimi bu olsa gerek.
ögretim uylerine gelecek olursak kişilik bakımından dersin hocası iyi biriyse asistanları ondan da iyi, kotuyse o hocadan da kotudur. butun genellemeler yanlıstır derler ancak ben tersinin oldugunu gormedim.
butün bunlara ragmen yıllardır suregelen bahar şenlikleri tam anlamıyla şahanedir. içki sokulmuyomuş bilmem neymiş gibi fasafisoları bir kenara bırakalım. bu üniversitenin 80bine dayanan nufusu var, dusunecek olursak cogu ilden buyuk. ve agzıyla içmeyi bilmeyen o kadar çok kişi var ki bi de ustune guvenliğin hiç bir işe yaramadıgını dusunursek çıkacak olayları dusunmek bile istemiyorum.
yine akkonakta derbi maç seyretmenin tadı bir başkadır. hele hele bazı maçlarda iyiki stadda değil de burdayım diye dusundugum olmustur.
üniversiteye ilk gelenlere de benden uyarı. gelince sasırmayın herkes burada birbirlerine ortak diye hitap eder. hatta genelde ortttaaaam noruyon, ders çalısıyon ellaam diye konusurlar ki sakın ola özenmeyin.
yine de tum olumsuzluklara ragmen güzel yönleriyle kendimi avutuyor ve ilerde bir gün özler miyim acaba diye düsunuyorum. ancak su da bir gerçek ki yaz tatilinde müteaddit defa artık okul başlasa diye dusundugum olmustur.
edit: yeni nizamiye için güzelim ağaçları söküp götürdüler içim acıdı. üniversiteye yeni bir boyut getirmiş olan karizma rektör yardımcımız kürşat turgut ağaçların tekrar dikileceğini ve çevre düzenlemesini dört dörtlük yapılacağını söyledi de bir nebze gönlümüze su serpti.
ağacın değerini bilmeyen dar kafalıları ankara-konya yolundan sonra aleaddin keykubat kampüsüne getirmek lazım. çölde bulunmuş bir vaha gibi ama yine de bir çok yerde ağaçlar bodur ve seyrek. on yıl önce dikilen ağaçlar yeni yeni boy salmışsa bundan on sene sonrası için kampüsün çok güzel olacağını düşünmekteyim.
edit 2: konya deyip de, tercih etmem orayı düşünen arkadaşlar için de bir kaç çift sözüm var. her yıl buraya kolokyum için gelen arkadaşlar konya'ya olmasa da üniversiye hayran olup gidiyorlar. örnek verecek olursak geçmiş senelerde yapılan istatistik kolokyumu için gelen hacettepeli öğrencilerle yaptığımız sohbetlerde "biz kaçak yazılılm kullanıyoruz siz teknokentinizde kendi yazılımınızı yapmışsınız" dedikleri bir gerçek. size bir örnek daha hukuk fakültesinde benim 2iki tane devasa kitaplarla girdiğim sınavlarda marmara hukuk'tan arkadaşım bunlar ne böyle diye şaşırmıştı.
(bkz: selcuk universitesi hukuk fakultesi/#3184004)
alaeddin keykubat yerleşkesi içinde tramvay hattı, alışveriş merkezi, kültür merkezi,olimpik havuz ( yarı olimpik de olabilir, emin değilim ), stadyum, teknokent ve türkiye' nin en büyük bilgisayar merkezi olan bilmer' i barındıran, kocaman bir kampüse sahip okulum.
fakültelerin tamamı benzer mimariye sahip binalardan oluşsa daha da hoş olabilirdi.
yine de
görülmeden fikir sahibi olunmaması gereken yer.
edit:unutmadan diyeceğim ama unutmuşum sözlük.
üntv adında iletişim fakültesine ait kanala ve radyo üniversite' ye sahiptir.
edit(caba):dilek sabancı devlet konservatuarını da kampus sınırları içinde barındırır.
hayatımın 6 yılını benden alan, bazen sevdiğim çoğunlukla nefret ettiğim okul. öyleki; tipinden dolayı ders esnasında hocadan bile omuz yersin. yeni rektörün* gelmesiyle ortamı iyiden iyiye değişmiştir. ayrıca rektör yardımcısı* tam bir rammstein hastasıdır.
bünyesine benide dahil eden, ilk başlarda mercedesden inip şahine binmiş işadamı edası ve şaşkınlığıyla kampüsü tanımaya çalıştığım, harika dostlar edindiğim, değişen ve değiştiren üniversite.
konya'yı değiştiren üniversitedir.ciddi anlamda egitim için gelen ögrenciyi boş çevirmeyecek hocalara sahiptir.
şu yobazlık konusuna gelince vakti zamanın da selçuk ünv. den de egitim almışlığım var hiçbir yobazlığını görmedim!
daha sonra başka bir ünv de egitim aldım ve bir kıyaslama yapacak olursam dönüp baktıgımda selçuk ünv'nin ya da konya'nın yobaz bir tarafını göremiyorum.kime göre, neye göre yobaz?
siz alacagınız egitimle ilgilenin ünv kalitesiyle v.s, başka şeylere kafanızı takmayın!
selcuk universitesini kazandigimi ogrendikleri an benim Konyada ''izmirden sonra 2 ay anca kalir yada 10 gunde tasi taragi toplar gelir, orda asla yasayamaz bu kiz'' diye ailem tarafindan bahse girilen universite...ama 4 yilimi dolu dolu gecirdigim,hic bir aninda ulan neden burdayim demedigim,vizelerini finallerini ozledigim gelismekte olan universite...
cakicakmak1milyon üniversiteye girmiş 17 yaşında bir gençtir. kantinde aynı zamanda liseden sıra arkadaşı olan kişiyle laflamaktadır. ve olaylar gelişir.
+birader bir bakar mısın?
-efendim
+o kulağındaki ne?
-küpe
+erkek adama yakışıyor mu?
-töybe estağfurullah (iç ses; ah uleyn baba yaktın beni. (ek bilgi: cakicakmak1milyon istanbul üniversitesi matematik bölümünü ister. ama babası onu siyasi görüşten dolayı yollamaz. ki bilir çocuğu karışacaktır bu işlere))
+onu çıkart yoksa gelir kulağını kopartırım
-gel lan kopart yiyiyorsa
sonra cakicakmak1milyon öğrenir ki; racon koyduğu kişi kampüs reisi denilen fasoymuş. heh sonra yıkım kararı tarzı muhabbetler oldu ama kapandı konu.
neyse efenim kazasız belasız geçirelim diye küpe takmadık 1 dönem boyunca. 2004 yılında üniversite bana göre berbattı. (ama şimdi 2 küpe,1 piercing ve 1 karış keçi sakalımla rahatça dolaşabiliyorum.) gökkuşağı kapatılır ülkücü yemini edilirdi. ama şimdi bakın efenim süperdir kampüs. kıyıcı anadolu çocuklarının geldiği üniversitedir. ülkemizin doğusundaki insanlar "büyük şehir bizi yutar konya en iyisi" diye gelir. batıdaki insanlar "ortalama bir puan alıp 'amaaannn seneye kasamam'" diye gelirler genelde. türk kültürüyle modern kültürün nasıl karıştığını iyi gözlemlersiniz. genelde insanlar "k" harfini genizden çıkartırlar. arkadaşlık bağları daha kuvvetlidir. kolay kolay kazık atan yoktur. çünkü, herkes birbirinin değerini bilir. yapacak aktivite olmadığından paso evde batak, king, ihale (eşli veya eşsiz) ve alkol muhabbetleri döner. herkesin ortamı bellidir, karışmaz ortamlar. her tipte insan mevcuttur.
sosyal hayatı kenara koyalım öğrenim hayatına geçelim. şimdi, bir mühendislik ve mimarlık fakültesimakina mühendisliği bölümü öğrencisi olarak kendi fakültemden bahsedeyim. bir labirent gibidir efenim fakülte. birisi öğrenci işlerini sorduğunda "gel götüreyim" dersin. çünkü anlatmakla olmaz. makina mühendisliği ve inşaat mühendisliği bölümleri sağlam eğitim verirler. autocad, solid works ana eğitimin içinde olup, 150 tl karşılığı öğrencilere catia öğretilir. eğitim dili %30 ingilizce gözükse de şerefsizim iki yıldır 5 veya 6 tane türkçe ders gördüm. geçen sene baktığımda dünya çapında sağlam bir yeri vardı bu fakültenin. küçümsenecek bir fakülte veya üniversite değildir. evet ben ilk geldiğimde bu kadar iyi değildi ama şimdi durduramıyoruz gelişmeyi efenim. makina mühendisliğinin birkaç hocası idealist olup odtü'de öğretim görevliliği (veya araştırma görevliliği) yaparken "ulan dibimizde selçuk üniversitesi var ama gelişmiyor. türkiye'yi sadece odtü mü temsil edecek" deyip gelmişlerdir. bölümdeki hocaların 2-3 ü hariç fabrika(lar) sahibi idealist insanlardır. bölümde 2 tane 3 eksenli cnc torna, 1 tane 3 eksenli cnc freze, robot kollar, ölçüm cihazları, 40-50 arası bilgisayar, mekanik tezgahlar, 10-15 arasında laboratuvar bulunmaktadır. hatta laboratuvarında incelenmek üzere getirtilmiş bir f5 uçağının motorunu da görebilirsiniz.
yazarın yeni gelecekler için tavsiyesi: bir eskişehirli olarak tek bir konuda yabancılık çekiyorum. o da rock bar diyeceğimiz bar olmaması (ki eskiden vardı kapandı) ve cafelerdeki eskişehir rahatlılığı yakalanmamasıdır. iki şehri kıyasladığımızda çok farklılık olsa da ilk gelenler için 1 ay sıkılırsın 2.ay ortamın güzelliği yaşarsın.
ek bilgi: saat 12 de tekeller kapanmış gibi gözükseler de kepenkleri tıklatın. kepenk çok az yukarı kalkar "abi benim ben iki bira alıp çıkacağım" dersiniz. iki biranızı alıp keyfinize bakarsınız. tekeller böyle işler efenim.
orta anadolu da bulunan güzide konya şehrimizin üniversitesidir.
1 yıl eğitim fakültesinden formasyon aldım, daha doğrusu diplomayı tutuşturdular elimize. utanmasalar hocalar yerimize girecekti sınavlara neredeyse. doğrusu bir dtcf li olarak ilk etapta acayip yadırgadım ortamı, ki ilk gidişimiz ramazan ayına denk geldiği için ortamda sigara içemedik, yemek yiyemedik falan.
fakat hocalar bizim alıştığımızın dışında sıcak ve samimiydiler, yine de akademik yetersizlikleri her zaman sorgulanır. iyisi de vardı muhakkak ama çoğu akademisyenliğe yakışmıyordu.
yalnız o şehire hiç alışamadım ve asla da alışabileceğimi sanmıyorum. kişissel görüşüm tabi ama kocaman bir üniversite ve gerçekten sıcak dostlukların varlığı belli oluyordu. belki bir çok ankara üniversitesiöğrencilerinin de yaşayamadığı şeydir bu.
merkez kütüphanesi'nden alınan 3 adet kitabın "taşınma-karmaşa" gibi sebepler ile yaz sonuna kadar evde yatmasının sonucunda 60 lira kadar borçlanılan yurdum üniversitelerinden bir tanesidir***.