ilk olarak bölük pörçük izlenmiş ve aşık olunmuş bir filmdi benim için. sonra yavaş yavaş ayrıntılarını görmeye başladım ve daha çok bağlandım filme. çünkü böyle bir yalınlıkta anlatılan birşey daha önce görmemiş gibiyim. tüm karakterler o kadar bi yere gönderme yapma amacından uzak ve o kadar kendi ki filmin içinde, ister istemez seviyor insan. türkan şoray ve kadir inanır resmen biçilmiş kaftan bu roller için.
değinmeden edemeyeceğim bir konuda var. bu film aslında bir kitaptan uyarlama. yani aslında büyük çoğunluğun kanaatidir ki kitap filme çevrilirken elbet atlanan yerler veya kitabı okumuş seyircinin hayal kırıklıkları olur. yönetmenin iyiliğinden mi yoksa yazarın sadeliğinden ve olayın içtenliğinden mi bilinmez bu filmde öyle hissetmiyor insan. hatta kadir inanırın oynadığı karakteri ben hayalimde canlandırırken aynı kodlamayı yapmıştım. karakter, yüz hatları hep aynıydılar.
insana her izlediğinde sevgi neydi? sorusuna cevap aratan filmdir kısaca.
ilyas (iç ses): Bu ne güzel kız böyle
Asya (iç ses): Yakışıklı çocuk, buralı değil herhalde
ilyas (iç ses): Kekliği ürkütmemeli!
Asya (iç ses): Anam bi duyarsa
ilyas: Al yazmalı, bi dakka!
Asya (iç ses) : Durursam bir daha kurtulamam
ilyas: Biraz süt versene bacım
Asya (iç ses): Sankim bebek de meme emicek, deli oğlan.
ben bu filmi ne zaman izlesem ağlıyorum sonunda. hayır ezberledim artık niye böyle oluyor yahu. belki bir kadının duygularını bu kadar güzel anlattığı için, belki çok hayatın içinden olduğu için...
o dönem sovyetler birliğine bağlı bir bölgenin insanlarını, 1 mayısta çocuklara bayram hediyeleri alınmasını, ilk adımını atan çocuğa düzenlenen şöleni, ayseli, ilyası, baytemiri, kendi hikayesi için çabalayan iyi insanları anlatan kitaptır.
baytemirinin hikayesi gözlerden yaş getirir.
" aysel oğluyla gidebilirdi. bu tamamen ona aitti. yürekleri nasıl fısıldarsa, akılları nasıl hükmederse öyle yapsınlar. bana gelince.. ben.. ne konuşuyoruz burada.. kim oluyorum, benden ne biter.."
unutulmaz replikler, unutulmaz sanatcılar ve unutulmaz bir kurguya sahip olan 1977 atıf yılmaz filmi.
bu arada samet rolünü oynayan çocuk oyuncu daha önce deli yürek gibi başarılı filmlerde de oynamış elif inci isimli kadın oyuncudur.
"sevgi nedir?" sorusunu uzun uzun düşündüren gerçek bir başyapıttır.
sevgi emek miydi yoksa sevgi duyguların en güzelinin peşinden sürüklenmek miydi?
sevgi bir çocuğun, evladın masum ve temiz gözleri miydi yoksa sevgilinin ateş gbii yanan aşk dolu gözlerinde saklı bakışları mıydı?
neydi sevgi? günümüz "modernizm" denen canavarın dişlerine takılan dolarlar , eurolar mydı; para mıydı? ya da ısaca sevgi geçmişin tozlu raflarında kalan güzel bir anı mıydı; neydi?
cengiz aytmatov un eserinden uyarlanmış harika bir film. aşk, çaresizlik ve sadakat konuları son derece başarılı işlenmiş. türk sinemasının baş yapıtlarından biridir.
dünyanın sayılı aşk filmlerindendir. öyle aşk şansı, balı, tesadüfü sever saçmalıkları gibi elinde iphone'u olanların değil, toplumsal bir gerçeklikle halktan birilerinin aşkını mükemmel bir kurguyla anlatır.
izleyip ağladığımdır. gerçi kendime mi, filme mi ağladım pek belli değildi. yüreğe dokunmuştur. yaranın kabuğunu kaldırıp kanatmıştır. gerisi kelimelerle anlatılsa bile ben şu an o durumdan alıkoymuştur bu film.
türkan şoray'ın anlattığı bir anekdottan öğrendiğimize göre final sahnesinde bitkin görünebilmek kadir inanır 2 gün 2 gece hiç uyumamış, sabaha kadar sağda solda volta atıp durmuş.
mutlaka herkesin en az bir kere izlemesi gereken,
kalpleri burkan, yürek dağlayan bir film.
insanın karısı başkasıyla evlenmiş ve sen ona hala "affet beni al yazmalım" diyorsun.
her şeye rağmen.
bu aşktı. ama sevgi neydi?
bence de türkan şoray'ın dediği gibi, "sevgi emekti"
ayrıca insana "keşke eskilerde yaşasaymışım" dedirtiyor bu film.
eskiden her şey daha değerliymiş. her şeyin tadı farklıymış. ne bileyim, bir mektubun bile tadı varmış adeta.
o yüzden bunun gibi filmler bir daha çekilemeyecek.
kadın evini bırakıp gidiyor. döndüğünde kocası yok ve onun nerde olduğunu bilmiyor.
kocası da kadının nerede olduğunu bilmiyor.
telefon yok, haberleşemiyorlar. zor film zor.
bu filmi en taş yürek adama izlet, adamı duygulandırırsın.
o derece mükemmel bir film.
bu da o harika olan son sahnesi;
(küfür yememek için not: filmi izlemeyenlerin izlememesi tavsiye edilir. )
Aşkın herşeyi meşrulaştıramayacağına, vefaya, sevginin mahiyetine dair çok etkileyici bir film. Sevgi emekti evet, Asya'nın doğru tericihiyle biten filmdir.
muhteşem ötesi türk filmi. eski türk filmlerine bayılmamın nedenlerinden biri. bir kadının aklı ve kalbi arasında kalması ne acı...cahit berkaya ait olan müziği de muhteşemdir. hani insanın gönül teline dokunur derler ya işte o tanıma uygun bir müzik. tabiki esin enginden sonra. esin enginin dizi ve film müziklerinin (özellikle çalıkuşu dizisinin) dinlenmesi (şiddetle değil güzellikle) tavsiye edilir.
filmi güzel , ve hatta muhteşemdir.
bu yüzdenki üretmeyen , hazıra konmayı seven 3. sınıf diziciler için altın fırsat olmuştur.
şimdi 5 para etmez oyunculuklarla , aptal bir senaryo ile itina ile içine edicekler. ve hatta birisi bu filmi izlemek için google a girdiğinde karşısında efsane olan film değilde kıytırık olan dizi çıkacak.
dizi çekimlerinin yakın bir zamanda başlayacağı duyurulan bir yeşilçem harikasıdır. ne yazık ki her güzeli zikme merakı içinde olan dizi yapımlarımız bu filme de el atmış, bir güzeli daha mahvetmeye karar vermişler.
dizi olacakmış.
asya (bkz: özge özpirinçci)
adı da kırmızı eşarp diye değiştirilmiş sanırım.atv'de yayınlancakmış.
bir forumda okudum.bakalım.(ayrıca konu tam aynı değilmiş)
"benim adım ilyas, kamyonumun adı aldırma gönül. Yarın yine aynı yerde aynı saatte çamura saplansam yardıma gelir misin?"
cahit berkay ve grup zan'ın ortak çalışmasında kurguladığı, içinde filmden efsanevi repliklerin geçtiği film müziği düzenlemesi şahanedir. http://fizy.com/#s/1ahu6o