stepançikovo köyü ve sakinleri -meçhul birinin anılarından-
dostoyevski nin bir kitabı.
dün aldım kitabı. birinci bölüm daha giriş kısmını okurken yine yüzümü tebessüm ettirdi dostum yevski. lan puşt diyesim geliyor, saygım olmasa derim. puşt, ipine desem alınacağını da biliyorum, kızacak hatta. o kadar izzetinefis sahibi bir yazar bu kumarbaz arkadaşım.
o değil de; aklımdayken karamazof kardeşleri okuyanlar bilir.(şu karamazof mu karamazov mu ne ise her zaman çelişkiye düşmüşümdür.)(her gün bu kitabın ismini yazıyorum sanki. gerizeka *lı şey. gerizekalının başkanı. *
ha işte! o kitabı okuyanlar bilir orda bir smerdyakov puştu vardı. şeker şey. bugün bile hatırlarım saygıyla anarım yine. onun geçiş aşaması olabilir bu kitabımızda yer alan "cesur yürek" foma fomiç opiskin. beni güldüren de bu karakter zaten.
bizlere en azından bana ne kadar iki yüzlü olduğumu kanıtlıyor. kendimi iki yüzlü olarak atfetmem, beni NE YAZIK Ki aklamıyor biliyorum. farkındayım hala iki yüzlülük oyunları ile gönlünüzü kazanmaya çalıştığımın.
neyse siz de öylesiniz bence. o yüzden bir sıkıntı yok. körler sağırları AĞIRLIYOR...
Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikler dizisi, nihal yalaza taluytarafından çevirisi ile okumaktayım bu eseri.
wikipedia ya baktım dostoyevski nin kısa öyküleri arasında yer vermiş kitaba. lan ne kısa öyküsü. 284 sayfa.
roman olmaz mı abi, kurtarmaz mı? neye göre kısa öykü? neye göre roman. biri beni aydınlatsın lütfen. bir geniş sekansı mı olmalı roman olması için. daha kitabı bitirmedim ama bana roman gibi geldi. her neyse. güzel kitap, dost sevenlere tavsiye olunur.
Dahi bir edebiyatçının edebi bir metinin içine mizahı nasıl harmanlayabileceğinin en güzel örneklerinden birisidir stepançikova köyü ve sakinleri.Dostoyevski bu eserinin, o zamana kadar yazdığı en iyi ve kendi görüşlerini en somut haliyle yansıttığı eseri olduğunu belirterek, kitap hakkında şöyle der: " Bu kitaba ruhumu,etimi ve de kanımı koydum".Dostoyevski hemen bu sözlerinin ardından bu durumun, bu kitapta kendini tümüyle ifade ettiği anlamına gelmediğini, böyle bir savın saçmalık olacağını ayrıca daha ifade etmek istediği birçok düşüncesi olduğunu vurgular. Öyle ya bir yazar için en zor durumlardan birisi de tek bir eseriyle tüm hayatının açıklanması ve anlamlandırılmasıdır. Dostoyevski kitapta kendisinin de ifade ettiği gibi son derece tipik, iki kusursuz karakter yaratmıştır. Bunlar roman boyunca ilişkilerinin tuhaflıklarına şaşıp kaldığımız,sayfaları "yok daha neler" diyerek okumamıza sebep olan ; Foma Fomiç ve Albay Rostanef yani yegor ilyiçtir.
Dostoyevskinin rusçada isminin anlamı daha sonraları dalkavuk,küstah,terbiyesiz,iki yüzlü anlamına gelecek olan Foma Fomiç i; nikolay gogol, moliere gibi üstadların komedya karakterlerinden etkilenerek oluşturulduğu söylenir ancak bu esin kaynaklarının yanısıra Foma yı dostoyevskinin 1840 yıllarında sık sık çizdiği bir çok tipin yeni bir versiyonu olarak düşünebiliriz. Şöyle ki dostoyevskinin ilk kahramanları gibi foma fomiç de geçmişte bir çok kez ezilmiş, örsenlenmiştir.Kahramanlara göre her elini attıkları işte kendileri haksızlığa uğratılmış,kendilerindeki cevher bir türlü görülememiş kısaca kahramanlar sosyal hayatta hiç bir zaman hak ettikleri değeri bulamamışlardır. Dostoyevski daha önce oluşturduğu bu karakterlere hatırı sayılabilir bir sempatiyle bazan da ÖTEKi'nde olduğu gibi ironik bir küçümsemeyle yaklaşmıştır.Ancak dostoyevskinin Netoçka Nezvanova da bu kuralın dışına çıktığın görülmektedir.Dostoyevski bu kitabında kendini beğenmiş,başarısız müzisyen Yefimov'u anlatır okura. Dostoyevski bu kitabında Yefimov un beklentilerinin altında bir hayat sürmesinden dolayı kölesi olarak gördüğü karısına sadistçe davranmasını ve küçük üvey kızına kötülük etmesini ahlaki açıdan haklı göstermez. Dostoyevski bu kitabında yefimov un dünyaya karşı duyduğu öfkenin sebebini yefimov un sosyal durumu olarak görmez , ona göre yefimov un bu öfkesini nedeni onun "romantik egosunun" dengesiz bir şekilde şişmesi ve yefimov un bu egonun karşılığını gerçek hayatında yeterince verememesidir.Bu durumdan dolayı kendini aşağılanmış olarak gören yefimov, bu aşağılanmanın intikamını başkalarına zarar vererek almaktadır. işte tamda bu noktada Yefimov ve Foma Fomiç in ortak yönleri ortaya çıkar. Foma Fomiç te geçmişte çektiklerinin acısını belli bir konuma geldiğinde başkalarından çıkarmaktadır. Anlatıcı şöyle der kitapta " Çektiklerinin acısını çıkarma fırsatı geçmişti eline.Ezilmekten kurtulan aşağılık bir insan bu kez başkalarını ezmeye başlar."
1840 yılına kadar insanın kötü davranışlarının temelinde bireyin sosyo-psikolojik durumunun yattığını savunan dostoyevski bu tarihten sonra kişinin ahlaki sorumluluğunun her şeyden önce geldiğini söyler . Ona göre bir insanın yoksulluğu, başına gelen felaketler; o insanın ahlaki olmayan bir davranışı yapmasını haklı göstermez.
Son olarak şunları söyleyeceğim; kitapta foma fomiç ve aile bireylerinin( özellikle dostoyevskinin iyi insan ülküsünü çok net bir şekilde yansıttığı albay yegor ilyiç in) arasındaki tuhaf ilişkiden şu sonuc çıkarılabilir: " Eğer bir kişide kibir,dalkavukluk,ikiyüzlülük,arsızlık gibi özellikler bulunuyorken bu kişinin karşısındaki kişiler bu özelliklerden hiçbirini bünyesinde barındırmıyorsa yahutta oldukça az barındırıyorsa; bu kötü özelliklere sahip insan, sahip olmayan insan üzerinde bastırıcı bir etkiye sahiptir ve her koşulda zeytinyağı edasıyla üste çıkar.Misal bir suç düşünün ve bu suçun, saydığımız kötü huylara sahip olan insana ait olduğu apaçık ortada olsun.işte bu durumda dahi suçlu her zaman, saydığımız kötü davranışlara sahip olmayan insanlar olarak görülecektir."