evliliğin temelinin %80ini cinselliğin oluşturduğunu, erkeğin eve geldiğinde düzenli ve temiz bir ev , temiz çocuklar bulmayı isteyeceğini, erkek eve geldiğinde onunla ilgilenmek yerine çamaşır asmamak gerektiğini, kadının '' ben de çalışıyorum ben de yoruluyorum'' diye salıvermemesi gerektiğini ve daha bir sürü acayip tavsiyeleri veren kadın.
%80 cinsellik temelli nedir ya ? hayat paylaşıyorsun eşinle , aynı taşın altına elini sokuyorsun bunu fark ettirmek yerine cinsellikten tabulardan birçok konuda zarar gören bu insanlara ne diye bu konuyu daha da önemsetiyor anlayamadım. önemli ama hayatın bir parçası olarak önemli. ne bu atla deve halleri arkadaş ?
bir tek geçinme konusunda '' çekemem diye bir şey yok çekmeden ne oluyor?'' sözüne hak verdim. karşındaki insanın illa bi özelliğine katlanıyorsun, o da sana katlanıyor kabul etmek lazım.
Bu kadar sığ bir kadın daha görmedim. Beyaz tv'ye konuk olmuş ilişki terapisti. 3 çocuğuyla terkedilmiş kadıncağıza verdiği tavsiyeler komik ve sinir bozucu: diyo ki; üniversite oku, dil öğren, günde 20 kelime ezberle...
estetik operasyon yaptırmadan önce muhakkak görülmesi gereken kişi. sanmıyorum ki; bu kadının yüzüne baktığınızda bir daha estetik operasyon düşünebileceğinizi.
ayrıca kendsi uzman pedagog ve uzman psikolog olduğunu iddia etmektedir ama aynı kadın delilerle manyaklarla kontaklarla işim olmaz kafalarını kırarım da demiştir.
ilginç bir uzman bakış açısı.
her lafı ' erkekleri alttan alın, kadın dediğin kavga etmez, cırlamaz' olan evlilik terapisti. öyle saçını okşayıp sakinleşen erkek mi varmış? kedi alırım daha iyi hem sesi çıkmaz.
ayrıca haklı olduğum konuda niye susayım be kadın!
geçenlerde de yayına bağlanan kocasının onu aldattığını söyleyen kadına boşanmamasını kocasını kazanması gerektiğini söyledi. adam gitmiş zaten ne kazanaması, o beni kazansın da demedi ya kadın daha da sinir oldum.
iki kelimesi beni gerim gerim germeye yeten danışman. kadınlara sürekli erkekleri alttan almalarını ve sırnaşmalarını öğütler durur. gün içinde ne zaman yontulmamış bir ayıyla karşılaşsam "yerimde o olsa diyerek" tepkisini merak ederim. allah erkeklerle ona buna danışacak kadar ters kalıp böyle çok bilenlere danışmaktan korusun. zira her erkek dizine yanaşıp sürtünmekle mutasyon geçirip insanlaşacak kadar hayal ürünü değildir.
öz kızı ilk eşinden çok kısa bir süre evli kaldıktan sonra boşanmıştır, varın siz düşünün ne kadar "evlilik terapisti" olduğunu.
o değil de, bu kadınlar özgürlük diye bağırır çağırırlar, asıl kadını mal gibi gösteren de bunlar değil midir? kocan kaçmasın diye istemeye istemeye cima et, kadın mısın ahırdaki eşşek misin mübarek. aa kafiyeli oldu. bu işin orta yolu vardır ahali, açın bi ilmihal okuyun cühelanın lafına zaman harcayacağınıza. para da alıyodur bu.
hayatı yemek tarifi gibi belli bir 'dozlar ve ölçüler' kalıbına sokmak isteyen modernizmin türettiği, sıfır alt yapı, sıfır empati ve sıfır toplumsal kültür ile, öğrendiği üç beş klişe metne insanları uydurmak için kanırta kanırta sırıtan, sırıta sırıta kanırtan, bacak bacak üstüne atmaktan aciz, kameranın objektifine bakarken, cezanın 'önce kendine bir bak' şarkısını hatırlatan medya maymunu.
yok tabi bağlanan teyzeler arasında 8 çocuğuyla pencere yerine muşambalarla çerçevelenmiş tek göz evin kadını... zira ona, 'kocanı mutlu etmek için küçük değişiklikler yap, renkli iç çamaşırları giyin, akşam yemeğinde mum kullan' filan demek kıça akapunktur yapmak kadar abes.
hormonlu bir yaşam katmanının botokslanmış sahteciliğinden başka da bir şey değil bu ablamız.o soyismini de ya değiştirsin ya kısaltsın çoluk çocuk denk geliyor bazen korkutmasın kimseyi kj ile.
soyadı yüzünden çok önyargılı yaklaştığım, ama bir kere maydanoz ayıklama aktiviteme* eşlik etsin diye mecburen izlediğim evlilik terapisti. benim izlediğim bölümde, aldatan kocasını affeden ama bu yüzden ondan soğuyan bir kadına evlilik terapistine gitmesini söylüyordu. kadın "gelmez ki" dediğinde de sinirlenerek şöyle dedi: "ne demek şekerim gelmez? onun artık gelip gelmeme lüksü mü kalmış? gideceğiz diyeceksin bitecek. beni sen hasta ettin, şimdi gidip bu problemi çözeceğiz diyeceksin. işe yaramazsa, mesela öpüştüğünüzde 'onu da mı böyle öpüyordun?' filan dersin." verdiği akıla bakar mısınız? şu son taktik kırk sene düşünsem aklıma gelmez. sanırım bu program bunun için var. hangi adam bu laftan sonra "tamam dediğin gibi olsun" demez ki? helal olsun diyorum**.