dünya yapıtLarının en güzeLi...tek parçaLı kubbesi haLa konuşuLmaktadır...tek parçaLı en büyük kubbesiyLe bizansLıLarın ayasofyasına fark atmıştır...sevinçLerini boğazına tıkmıştır...ustaya heLaL oLsundur....dünya harikaLarı arasında gösteriLmektedir...ben gittim gördüm...şahanedir...efsanedir...görmenizi tavsiye ederim...
sekiz sütunu cennetin sekiz kapısını simgelemez.o kubbeyi 8 kolondan başka türlü ayakta tutmanız imkansız gibidir.kubbe ayasofyadan büyük ve yüksek olsa da abartılı derecede değildir bu dereceler.
üstüne üstlük ayasofya dörtgen şema üzerine oturtulmuştur.yani sinanın 8 kolonla yaptığını ayasofyanın mimarı 4 kolonla yapmıştır fakat bir farkla.selimiye camiinin kubbe basıklığı ayasofyanınkinden çok daha fazladır.kubbe ne kadar basık olursa kolonlara o kadar fazla yük iner.bu açıdan o yükseklikte,bu basıklıkta bir kubbenin taşınması 8-10-100 kolon olsa da hiç kolay değildir.
mimar sinan ayasofya hırsını süleymaniye de aşmıştır zaten.ayasofyanın plan şemasına çok benzeyen(dörtgen taşıma sistemi,yarı kubbe destekli) bir şema ile yükseltmiştir usta süleymaniye'yi.mekanın algılanması ve kullanımı açısından ayasofya'ya fersah fersah fark atabilecek bir camidir.
kısacası şöyle demek gerekirse mimar sinan süleymaniye'de mimari açıdan ayasofya'dan daha harika bir eser çıkarırken,selimiye'de mühendislik bilgisi açısından ayasofya'yı geçmiştir.
Mimari bir şahaser. Yapılan her şeye bir mana yüklenmiş inanılmaz camii. Mesela içerisinde bulunan sekiz sütun cennetin sekiz kapısını simgeliyormuş, sütünların başlarına yerleştirilen içi boş küplerse o zamn mikrofon sistemi olmadığından ses in camii içinde rahatlıkla yayılmasını sağlıyor, ayrıca camii inşaatında kullanılan harçlara deve kuşu yumurtası katılmış ki buda caminin örümceklenmesini önlemekteymiş,inanılmaz bir hava sürkilasyonu sayesinde camide yanan mumların isi bi yerde toplanıp mekke ye giden develere yüklenirmiş burda develer giderken sağa sola yaptıkları harektten dolayı bu is çalkalanır karışır ve hattatlara mürekkep olurmuş.Ayrıca bu cami balkan harbinde 5 top mermisininde hedefi olmuştur.Kubbenin büyüklüğü islamın birliğini ve büyüklüğünü,beş pencere katı islamın 5 şartını,12 küçük sütün onikinci padişah tarafından yapıldığını,minarelerdeki 12 şerefe namazın 12 şartını,iki minarede bulunan üçerden altı yol imanın şartlarını temsil etmektymiş. **
mimar sinan ın ustalık eserim dediği eser. bir çok özelliği vardır. birçokta gerçek dışı efsanelere konu olmuştur. ör:japonlar geldi minareyi inceledi; böyle şey olamaz biz bunu sökelim tekrar monte edelim vs. süleymaniye camii nde bulunan selimiye de bulunmayan bazı özellikler de var olduğu sanılmaktadır. ör:o zamanlar aydınlatmada kullanılan kandillerin islerinin bir yerde toplanarak mürekkep oluşturması. bu özellik selimiye de yoktur.
gectigimiz senelerde * deformasyon sebebi ile cokme tehlikesi yaşamış yapı ardından gelen mimarlar yapıyı incelelerken gizli bir bolmede mimar sinan ın kendi eliyle yazdığı "eğer bu notu bulduysanız demek ki yapının şurasında bir problem var" yazısıyla dumura ugramıştır.yazıda ayrıntılı bir şekilde onarım yolu verilmektedir.
Başka bir rivayete göre de bu caminin altında teeee * yunanistan, bulgaristana varan tüneller ,mahzenler vardır.
ayrıca yakınında ki hamam ın su boşaltım hattı caminin altından geçirilmiştir ki buda caminin yerden ısıtmalı olmasını sağlar.
kısacası rivayetleri çoktur.
bir minareden üç şerfesine üç ayrı merdivenden çıkılır. çıkan kişiler birbirlerini görmezler. bu özellik güney tarafındaki iki minarede mevcuttur. ne gerek vardı sinan usta derim ben. ama vardır ustanın bir bildiği..
kubbeli yapı tekniğinin vardığı en yüksek aşamaya örnek gösterilir. mimar sinan burada kubbeyi dörtgen tabana oturtma yönteminden vazgeçerek, sekiz ayaklı desteği yeğlemiş, böylece ayakların incelmesini, büyük pandantiflerin küçültülmesini sağlamıştı. yarım kubbeleri kaldırmış, yarısı içerde, yarısı dışarda kalacak biçimde yerleştirerek payandaların görünümünü hafifletmiştir. böylece "selimiye", ona bakanı şaşırtacak bir bütünlüğe kavuşmuştur.
Kanuni'nin Hürrem'den olan, Sarı Selim olarakta anılan oğlu 2. Selim tarafından yaptırılan camiidir. Mimar Sinan'ın 90 yaşında yaptığı ve "Ustalık Eserim" olarak adlandırdığı yapı, yüzyıllar sonra Ayasofya'nın muhteşem kubbesini çok az bir farkla da olsa geçen ilk yapıdır. iç mekanı aydınlatmak için bol bol pencere kullanılan camiinin iç mekanı beyaz ağırlıklı mavi ve kırmızı renkler kullanılarak son derece aydınlık ve ferah hale getirilmiştir.
Yapının iskeletini fil ayakları oluşturur ve kubbenin ağırlığı 8 tane fil ayağına biner. Mimar Sinan'ın sürekli örnek aldığı Ayasofya'da bu teknoloji olmadığından kubbenin ağırlığı tamamen yan duvarlara biner. Ama bu sorunu da Mimar Sinan halletmiş, yapının yan duvarlarına payanda duvarları ekleyerek baskıyı taşımalarına yardımcı olmuştur. Yapıldığı tarihten itibaren defalarca çöken kubbe, bugün Sinan sayesinde ayaktadır.
Bir tepe üzerinde bulunan Selimiye'de daha önceki hiçbir yapıda görülmemiş bir teknik kullanılmıştır. Daha önceki yapılarda asıl kubbe kademeli yarım kubbelerin üzerinde kademeli olarak yükselirken, Selimiye Camii 43,25 metre yüksekliğinde ve 31,25 metre çapındaki kubbesi tek başına mekanın üzerini örtülmüştür. Kubbe 8 fil ayağına dayanan bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Kasnak, fil ayaklarına 6 metre genişliğinde kemerlerle bağlıdır. Sinan, bu şekilde örttüğü iç mekâna verdiği genişlik ve ferahlıkla birlikte mekânın bir kerede kolayca anlaşılmasını sağlar. Kubbe aynı zamanda camiinin dış görünüşünün ana hatlarını da belirler.
Selimiye Camii'nde kullanılan 5 m çapındaki fil ayakları silindirik yapılı olup dikine nişler ile daha zarif hale getirilmiştir. Yapının içi iznik çinileriyle süslüdür.
Caminin müezzin mahfilinin mermer ayaklarından birinin altında ters bir lale motifi bulunmaktadır. Rivayete göre, caminin yapılacağı arsa üzerinde bir lale bahçesi bulunmaktaydı. Bu arsanın sahibi, başlarda arsasının satılmasını istememiştir. En sonunda, Mimar Sinan'dan camide bir lale motifi olmasını isteyerek arsasını satmıştır. Mimar Sinan da kadının tersliğini belirtmek için lale motifini ters olarak yapmıştır.
Kubbeyi taşıyan fil ayaklarını birbirine bağlayan kemerler, Mimar Sinan'ın imzası olan kırmızı ve beyaz çizgiler ile süslüdür.