Sıkı bir yazma potansiyeline sahip, sözlüğe yalvar yakar getirdiğim yazar adayıdır.zaman içerisinde döktüreceğinden eminim. Hoş gelmiş, safalar getirmiştir.
"Yazgı" adlı demo olarak çıkardığı rock tarzı müzik albümüyle, türkiyede'ki en iyi sanat eserlerinden birisine imzasını atmış, sözlükteki selim ışık'la arasında isim benzerliğimi yoksa kendisimi olduğu konusunda fikrim olmayan bir isimdir selim ışık. çıkardığı demo albümünün nasıl çıktığı konusundaki yazdığı yazıyla, dünyada sanırım bir tek kendisi böyle bir şeyi başarmıştır diyede düşünüyorum.
(bkz: http://selimisik.anatolia...r9800998rps8427rm4u12c9z7)
"...
ne mohaç,ne mercidabık, ne yeni, ne sabık
zaferlerimiz dayanamadı.yalnız kromda ve güreşte birinciydik artık.
eski kahramanlıklardan başka
ileri sürecek neyimiz kalmıştı dokuz yüz kırk dokuzda.
selim ışık yenilmişti, bitmişti.
neyse tam o sırada , marşal amca yetişti."
sözlük karıştırırken entry leri ile dikkatimi çekmiş yazar arkadaşımız. ama anlaşılan kendisi artık buralara pek uğramıyor. geç bulduk tez yitirdik oldum be.
selim ışık yalnızlığını kelimelerle besledi. kelimelerin anlamını bilmeden önce tanıdığı yalnızlığı kelimelerin içinde yetiştirdi. eski yaşantılarının hastalığından yeni kalktığı sırada, aldırışsız kelimeler konuşurken, eski yaraların, eski kelimelerinin göğsüne saplandığını duydu birden; sustu kaldı. kelimeler, yalnızlığını yaşamasına da bırakmadılar onu. her yandan kuşatıp sardılar. kullandığı kelimeler de dönüp ezdi onu, soluksuz bıraktı. sonra, yatağından fırladı birden selim; bütün kelimeleri ve yaşantılarını ezdi ayağının altında. güneşe çıktı. güneş, gözünü acıttı bir süre sonra; perdelerini kapayıp, kelimelerin karanlığına döndü. Birtakım kelimeler bağışladı onu; aralarında gene yaşamasına izin verdiler. bu kelimelerle birlik olup amansızca saldırdılar başka kelimelere: aşağılayan, ezen, soluk aldırmayan kelimelere. yendi, yenildi; sonunda gene yenildi. kelimelere, kelimelerle birlikte açtığı savaşta. yalnızlık hep ordaydı.
büyük kelimelerden her zaman kaçındı ve büyük kelimeler kullandığını gördü. küçük kelimeleri kendine yakıştıramadı; oysa küçük kelimelerle suçlandı ve kendini küçük kelimelerle savundu. bütün insanlar, ellerini uzatarak işaret parmaklarıyla suçladılar onu, kelimeleri yüzünden.
çok okudu,çok düşündü,çok şey yapmaya gayret etti,ne yaptıysa olmadı,herkesin kendisi gibi olduğunu düşünüyordu,fakat hiçbirinize benzeyemiyordu: düşünüyordu!iyi niyeti her şeyin önündeydi.en sonunda karar verdi olmuyordu... tabancasını çıkardı ve ateş etti...
sonbahar yaklaştıkça, içre doğru varlığının koyuluğunu da arttırmış olan kişi. hava soğurken her zamankinden daha çok insanın yanında hissettiği dost.
içki sofralarında, edebiyat/felsefe tartışmalarında, hayat yakınmalarında, 'onlar' bunalımında ve olamama sıkıntısında yokluğu her yıl daha çok hissediliyorken, "bütün bu rüyaları gösterdikten sonra, şimdi neredesin be alçak insan!" diye yakarttıran dostum.
okuduğum onlarca kitap içinde, beni en fazla etkilemiş, nasıl ve neden bu kadar tanıdık sorunusu defalarca sordurmuş tutunamayan karakter. bazen, kendimi birşeyler yaparken veya denerken bulduğumda acaba bunu selim ışıktan bir adım daha öteye gidebilmek, selim ışık olmamak ve daha dürüstçe söylemek gerekirse tutunmak için mi yapıyorum diye sorarım. öyle bir karakterdir benim için. tramva etkisi yaratır bu karakter çünkü yüce oğuz atay tüm gerçekdışılıklardan arınıdırılmış, hayatta ne varsa sadece onu anlatan bir eser yaratmıştır.
popstar yarışmasındaki serkül'ün klip çektiği şarkıyı yapan adam. yaptığı en başarılı iş o şarkıydı. şu sıralar "çöl" ismini verdiği bir gitar solosu dolaşıyor internette ama başarılı değil. anatolianrock.com'da kendi sayfasında "açık mektup" başlığı altında sanki türkiyedeki en iyi müzisyenmiş gibi diğer üyelere ahkam kesmesine lüzum yok.
"...... bütün hayatı boyunca konuştu. sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkabildi ortaya: bir tek kelime. çoğul bir kelime. unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime. bu sefer, düşüncesini süleyman kargı'dan başkasına açıklamadı. süleyman da kimseye söylemedi. bütün hayatında tutanamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. kendisine de bulaşmalarından korktuğunu anladı. onlara yapmış olduğu bu haksızlığın ıstırabıyla kıvrandı. onların gerçek temsilcisi olmak için eline çok fırsat geçmiş olduğunu ve bu fırsatları kaçırdığını anladı. bu düşüncelerden de kaçmaya çalıştı. bütün hayatınca düşüncelerinden kaçmıştı. son olarak odasına sığındı. kapıyı kapattı. sesleri duymaz, görüntüleri görmez olmaz oldu. yemek yemez, içki içmez oldu. dostundan kaçar, düşmanını bilmez oldu. sığındığı son yerde de onu buldular. yerini tespit ettiler. bütün tanıklar dinlendi. savunmalar alındı. gereği düşünüldü. hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar verildi. adam kapıyı açtı, içeri girdi ve tabancasını çıkararak ateş etti."
hazırladığı gitar dersi videolarını hiçbir kar amacı gütmeden bizlere sunan sitesinde takıldığımız yerlerde sorduğumuz sorulara yanıt even yüce insan müzisyen.ayrıca kukla adında bir grubuda vardır.
(bkz: Tutunamayanlar)'ın baş kahramanıdır. Tutunamayanların üstatlarındandır. hayatını anlattığı öylesine ustaca yazılmış bir şarkısı vardır ki kalemiyle kendisine hayranlık uyandırır.
Dokuz yüz otuz altı. Tarih düşüldü. Niçin?
Doğumu önemlidir - yani kendisi için.
Buruşuk yüzler, bezler arasında bir canlı
Başpamağını emdi (yıkanmamış ve kanlı)
Cahildi, ne bilsin libidonun adını
Duymuştu belki belki aşkın kokusunu, tadını
Sonradan uzun olan yumuk parmaklarında.
...bu satırlarla başlayan şarkının en etkileyici kısımlarından biri de çocukken dua ettiği bölümdür:
Yorganı attım üzerimden o gece,
Çıplak ayakla taşlara bastım o gece. Kırk derece
Ateşim çıksın diye bekliyordum. Sakın
Göndermesin babam beni okula yarın,
Olur mu Allahım. -Allahım diye başlamışken
Dua edeyim hemen:
Babama, bana ve nineme
Ve apartmandaki Baha Beye, karısına ve oğluna
Ve mahalledekilere ve rahmetli dedem Hüsrev kuluna
Ve Ankara'dakilere ve Türkiye'dekilere
Ve dünyadaki bütün iyilere
Rahatlık ver.
Onların içinde (varsa eğer)
Hırsız, fena
Ve kötülük etmek için insana
Fırsat bekleyenlere
VE beni azarlayan kapıcımız Kamber'e
Ve beni bahçede korkutan horoza
Ve ezberimi bilmezsem ceza
Verecek öğretmene
Rahatlık verme.
(Ceza vermezse rahatlık ver.)
Yeter
Bu kadar. Allah kızar sonra çok istersen.
Yalnız unuttum; ne olur rahatlık versen
Galatasaray oyuncularına. Yarın
Maçları var da; yenilmesinler sakın.
Esasen Oğuz Atay'ın kendisini dillendirdiği ve şarkıdaki sözlerle hayatının da örtüştüğü; (bkz: günseli)'ye olan aşkı, sevdiği kitaplar ve insanlara ve hatta hayata bakışı ile nevi şahsına münsahır, yarı yazarla bütünleşmiş bir gerçeklikte yaratılmış bir karakterdir
internetteki gitar öğretmenim dersleri gerçekten anlaşılır ve zevkli şuan internetteki tek başlangıçdan ileri seviyeye kadar olan türkçe gitar derslerinin sahibi.sitesi http://www.gitardersivideo.com .
varolmaya çalıştığı ama ayak uyduramadığı toplumsal sisteme ve onun bir örnek insan kalıplarına pasif direniş gösteren tutunamayan (disconnectus erectus) prototipidir.
" ne istiyorlardı senden selim? belki sen çok şey istiyordun onlardan. verdiğinin hiç olmazsa küçük bir parçası kadar birşeyler istiyordun. sonunda kaçıyorlardı. hayır, sen kaçıyordun. hayır kaçmıyordun: insana ihtiyacın vardı. insanı arıyordun canım kardeşim. bunda utanacak ne vardı?"