selim pusat bana göre saçma bir atsız karakteri... hep eleştiririm, her gördükçe tartışırım da... ama bu ispiyoncu tayfayı da hiç anlamıyorum... araya savcı karışacaksa kimse hiçbir şey konuşamaz bu ülkede...
tekrar kınıyorum. geçmiş olsun. ey saçmasapanlık, senin de kendini ifade etmeye hakkın var!
bununla da yetinmeyeceklerdir. devamı gelecektir. Kinlerini hırslarını boşaltmaya çalışacaklardır. çünkü bu geri kafalılar sadece ve sadece duyguları ile hareket eder mantıkları yoktur. ülkemizde çok sağolsun bazı kişiler tarafından ileri demokrasi uygulanmakta. demokrasileri buysa ilerilerini düşünemiyorum.
selim pusat'ın bazı söyledikleri bazı fetoşcu şakirtlerin muhtelif yerlerine batmasından ilerigelen şikayet edilmedir.
(bkz: doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar)
Devam pusat arkandayız...
bazı karaktersiz yobazlar tarafından düşüncelere pranga vurulmaya ve gerçekler hasır altı edilmeye çalışılmaktadır. türkçü düşünceye sahip bireyler hiç bir zaman fikriyatlarını gizlemeyecek ve her ortamda dile getirecektir! bazı şeref yoksunu yalamalar bunu iyi bilsin. tıpkı necip fazıl'ın atsız ata'ya yaptığı gibi mahkemelere gitsinler zindanlara attırıp işkence yapsınlar olmadı mesleklerimizi yapmamıza engel olsunlar! ancak bu şekilde bizimle mücadele edemeyeceklerini anlasınlar! Hüseyin Nihal Atsız'ı ve kişiliğini örnek almış bizim gibi şahsiyetler tıpkı onun gibi gerçekleri söylemekten vazgeçmeyecektir!!!
biz "canımız sağolsun" diyenlerden değil türk ırkı sağolsun diyenlerdeniz!
Ülkemizin demokrasi ve hukuk devleti olmaya yakınlaşmadığını tam aksine gittikçe uzaklaştığını gösteren binlerce olaydan birisidir. temennim, bir an önce demokrasi ve hukuk devleti hazımsızlarından ülkcece kurtulup, daha fazla zarar görmeden, ülkemizin demokrasi ve hukuk adına sağlam adımlar atmasıdır.
07/02/2009 tarihli Necip Fazıl denen diyalogcu kürt islamcı üzerinden bu eksende (bkz: necip fazıl kısakürek/#4660035) geçen bir tartışmada selim pusat başlığına yazılan bir yazı yüzünden 12/10/2011 tarihinde savcılığa şikayet edilmesidir. bahsi geçen girdinin zaten daha önce tarafımca veya moderasyon tarafından çok önceden (hatırlamıyorum) silindiği buna rağmen, savcılığa şikayet edenin bu yazıyı delil mahiyetinde elinde tutup silinmesinden seneler sonra bahsi geçen tarihte savcılığa verdiği ve Savcılığın ise bu işgüzar şikayet üzerine yaptığı araştırmada delil olan yazıda "kişisel yorumlarını kaydettiği, söz geçen yorumlara bakıldığında ise atılı suç unsurlarının taşımadığı kanaati edilmiştir" diye bilgilendirmesidir.
Diyeceğim odur ki "suç unsuru taşımayan kişisel yorumları" bir kenara kaydetip silinmesine rağmen yıllar sonra savcılığa verip insanların özgürce yorum yapma olanaklarını baskı altına almaya çalışan bir kesim var sözlükleri takip eden. Bu kesimin girdinin silinmesinden yıllar sonra savcılığa başvurması ne kadar baskıcı, kinci olduklarının bir göstergesi. Bununla beraber işin kötü yanı ise savcılık kağıdının kişiye değil internet bağlantısı sahibine gitmiş olması. yani yüzlerce kişinin aynı anda bağlanabileceği bir wireless network üzerinden yazılan bir yazı yüzünden iki bağlantı sahibinin rahatsız edilmesi kabul edilebilir gibi değil.
Ülkenin sürüklendiği bu baskıcı ortamın vehameti, ipsiz sapsız nedenlerden ötürü cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunacak kadar örgütleşmiş fanatikler "Türkiye iran olur mu?" sorusunda önemli bir nokta arzetmekteler. herkesin muhbir olduğu, bir tartışmayı bile kaldıramayacak kadar bağnaz olduğu bir cumhuriyete doğru ilerlemekteyiz. Türkiye elbette doğrudan doğruya iran olmaz Amerika'nın kapitalist pazarlarından birinden çıkacağı için lakin halkının iranımsı bir tahamülsüzlükle muhbir olduğu, farklı seslerin baskılanmaya çalıştığı bir ülkeye gittiği de kesindir. Savcı Allahtan bu şikayeti yapan biri gibi fanatik değilmiş ki kovuşturmaya gerek görmemiş. Lakin savcılar da bu fanatikliğe ulaştığında başımız çok ağrıyacaktır.
Bununla beraber ağrısın! Ziyanı yok. Bir Türk Milleti ve devleti lehine gördüğümüz her şeyi yapmaktan, söylemekten ucunda cezalar, işkenceler olsa da çekinmeyiz. 80 darbesinde de bunu yaşadık 1944te de, Osmanlı zamanında da.
tek derdim kendi adıma abone olmadığım internet sahiplerinin başlarının biraz da olsa ağrıtılmasıdır.
