hatırlanan tek şey: 3 tane daltonun ellerini birleştirip kelime-i şaadet gibi 3 kere selena demesi ve selenanında aslında komik olmak istemesede komik bi şekilde seeelamm kızlaaaaaar demesidir.
çocukların yavrucakların beyinlerini sulandıran nitekim berbat ve absürd bir film.
ebeveynler lütfen izletmeyin şu abuk sabuk şeyleri biraz arka sokaklar izletin yaw.
kötülükler prensi hades için izlerdim. dizi çocuk dizisi idi ama, diziyi izlerken senaryoyu yazanın diziyi aşan incelikte esprilerini görürdüm. meğer dizi gani müjde'nin işi imiş. esprilerin güzelliğinden kendini belli ediyordu üstat.
dizi hakkında kötü, tarihin en kötü dizisi, saçma v.s diyenler dizinin çocuklar için, üstelik ilk çocukluk dönemindekiler için, yapıldığını göz ardı ederler.
tamam dizi senaryo olarak son derece bsürd ama kesinlikle kötü değil. diziyi olumsuz yönde eleştirenlerin dizinin bir bölümünü baştan sona izlemedikelrine eminim.
oyuncuya kıl olabilirsin, burak tipine de selena tipine de, leyla tipine de kıl olanlardanım. ama bu tiplere kıl olmam diziyi kalitesiz yapmıyor.
dizideki hades karakteri zaten kalitesi çokça izleyici tarafından bilinen bir tiyatro oyuncusu (bkz: Sinan Çalışkanoğlu) mükemmel bir oyunculuğu var. o sinir olduğunuz selena ya, leylaya, burak karakterine sık sık gerizekalı demesi sizi epey rahatlatıyor. yaptığı espriler oldukça komik. zaten çocuk değilseniz dizide hep hades i tutuyorsunuz.
çocuk oyuncular dışında hiçbir oyuncu rol yaparken yapaylığa düşmüyor, sırıtmıyor (selena karakteri dışında). çekimler de , efektler de bir türk dizisi için çok iyi.
ayrıca dizide müthiş göndermeler var. hepsi de çocukların anlamasının mümkün olmadığı, tamamen yetişkinlere gönelik göndermeler. zira dizinin arka olanında gani müjde gibi bir isim var. (bkz: kaygısızlar) (bkz: ruhsar)
başta da dediğim gibi dizinin 6 yaşındaki bir çocuk düşünülerek yapıldığını da gözönünde bulundurmak lazım. 6 yaşında bir çocuğun hayranı olduğu diziyi beğenmemek, karakterlerine kıl olmak diziyi kalitesiz yapmıyor.
son olarak yetişkinlere de kurgusuna, olay örgüsüne takılmadan en azından 1 bölüm izlemelerini tavsiye ederim. kesinlikle kendilerine göre birşeyler bulup dizi boyunca kahkaha atacakları yerlerle karşılaşacaklardır.
annemin şiddetle isyan ettiği dizidir. görünce gözleri kızarmakta, elleri titremekte, ses tonu değişmekte, bambaşka bir varlık olmaktadır. sebebi de, farklı bir kanaldayken, selenanın oynadığı kanaldaki, selenadan sonra başlayacak olan dizisini "başladı mı başlamadı mı" diye sürekli kanal değiştirerek takip etmesi ve bir gecede en az 20-30 kez selena ile gözgöze gelmesidir.
bir ara ablamla, anneme "selena" diye sesleniyorduk kızdırmak için, "yapmıyorum size yemek falan, gidin dışarda yiyin, zıkkımın kökünü yiyin" şeklindeki haykırışına şahit olmuştuk.
o denli...
ilginç dizi.
güzel bir cumartesi sabahı uzanıyordum. demin kanalları gezerken dikkat ettim bu diziye.
şöyle bir olay yaşandı:
anne/teyze tarzında bir kadın 4 tane çocuktan birine bir sürü şey almış diğer üçüne ise alakasız şeyler. neyse mesele bu değil.
bunlar hediyelerini alıp yukarıya çıktılar. 3 tane çocuk hepsi giydi alakasız şeyleri.
çocuklardan birinde metallica tişörtü vardı. bu diğerleriyle dalga geçerken onlar da ona "ne bu köpek kovalamış gibi" dediler.
ve olay bundan sonra gelişti; metallica tişörtlü kız: dalga geçiyorsunuz da en azından benim bir tarzım var!
diğerleri: ne tarzıymış o göster de görelim. metallica tişörtlü kız mikrofona benzer bişey alıp, benim şaşkın bakışlarım arasında: bir kadın çizeceksin, onun gibi bırakıp gitmeyecek diye bağırmaya başladı.
ne tarzmış lan.**
arda turan ın çıktığı. bende galatasaray lıyım tamam ama ardacım ne kadar güzel olursa olsun selena'yla da çıkılmaz ki be. ne zaman yüzüne baksan bunlar gelir aklına ne bileyim olmaz yani.
bir de bu selena dizisinin,başka bir dizi olan 'sihirbaz kardeşler' adı altında yayınlanan başka bir versiyonu var ki burada oynayan kızın adının da selena gomez olması da ilginç bir benzerlik doğrusu.
bunu daha önce internet ortamında duyduğum bşr besteyle dile getirmek istiyorum.
"üç tane gerizekalı gelmişler yanyana,
"el ele tutuşmuş çağrıyorlar Selena.
"bir düşünseniz yaptığınız ne kadar saçma.
"selena gelsene bir kere bizim ortama.
kimin bestelediğini tam olarak hatırlamıyorum ama çok beğenmştim.
yine aylak geçirdiğim yaz aylarından biriydi. sabahlara kadar bilgisayar başında, öğleden sonra 2-3 lere kadar yatakta geçirdiğim günlerden biri. sadece reklamlarıyla karşılaştığım ismini bilmek dışında bir fikrim olmayan bir diziydi bu selena. neyse konumuza gelelim. uyuyordum yine öğle saatlerinde. pencerem açıktı. dışarda oynayan çocukların seslerini duyabiliyordum. yarı uyanıklığın verdiği o mahmurlukla dışardaki seslerden sivrilen bir bağırtıyla uyandım. dışarıdan küçük kızlar tarafından bağırılarak hecelenen bir kelime bütün odamı doldurdu: se-le-na.
ne lan bu dedim. doğruldum yataktan. camıdan dışarıya baktım. üç küçük kız, el ele tutuşmuş dönerek se-le-na diye bağırıyorlar.
ulan dedim biz eskiden kutu kutu pense elmamı yerse diye dönerdik. bunlar selena diyor. anlam veremedim önceleri tabi. daha sonra selena denen dizi aklıma geldi. netten araştırdım ettim. baktımki dizi de oynayan üç kız el ele tutuşup selena yı heceleyince selena denen cadı yanlarına geliyormuş. televizyon izlemenin yıllardır zararlı olduğunu bilirdim. ancak masumiyeti bu kadar yok edeceğini bilmezdim.
önceleri arkadaşım ayşe arkasını dönerse dediğimiz oyun çığırından çıkmış olmuş selena. aradaki masumiyeti, o çocukluk duygusunu, o saflığı ve şimdiki yozlaşmayı varsın siz düşünün.
