selanik'ten dönünce ister istemez dinleyip trende ağlama sebebiniz olan eser. "selanik selanik, viran olasın, sen de benim gibi yarsız kalasın" dediğindeki halet-i ruhiyeyi yaşamaya değer.
lakin bunu bir zamanlar erkan oğur'dan dinlediğime eminim ben. bülbülüm altın kafeste değil, çalın davulları parçasını söylüyordu. ne hikmetse bulamıyorum şimdi.
ata'nın sevdiği türkülerden biridir. "çalın davulları" olarak da bilinir. insanı uçurur resmen uçurur. erdal erzincan ve hakan yeşilyurt'un seslendirmesi çok iyidir.
grup yorum'un sözsüz olarak sadece kemanlı versiyonu o keman sesi insanı ağlatır. gerçekten o şarkı açılır geçilir balkona bir duble rakıyle beraber yakılan sigarayla akıp gider.
koleraya yakalanıp gencecik yaşta selanik'in soğuk toprağına giren güzeller güzeli fitnat ile sevdalısı yağız delikanlı mehmed'in hikayesidir selanik türküsü. gencecik kızın dudaklarından son kez dökülüvermiş:
çalın davulları çaydan aşağı
mezarımı kazın belden aşağı
suyunu da dökün boydan aşağı
aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
al başımdan bu sevdayı götür yare ver...
ve kapanıvermiş oracıkta gözleri. selalar okunmuş selanik içinde...
selanik içinde sala okunur
salanın sedası cana dokunur
gelin olanlara kına yakılır
aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
al başımdan bu sevdayı götür yare ver...
ve o gün gelmiş güzeller güzeli gencecik fitnat'ı toprağa vermiş mehmed. elleri yarin toprağına bulanmış. ne istedin bre selanik. taşın toprağın diken dolası. seller alası selanik. öyle bir beddua etmiş ki mehmed.
Selanik Selanik.. Issız kalasın.
Taşına toprağına bre dostlar, diken dolası
sen de benim gibi yarsız kalasın
aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
al başımdan bu sevdayı götür yare ver...
ve hayat bu ya. viran oldu Selanik. anadolu'dan yarinden koparıldı. kimsecikler kalmadı, rumeli ve balkanlar sonuna kadar türklere kapandı.
her dinlenildiğinde tüylerimizi diken diken eden türküdür." ayrıca bir zamanlar valiyle yönettigimiz ülkeler bugün bize emir verir hale geldi...utandırdık sizi ATALARIMIZ...ECDAD TARIH YAZDI EVLAT IBNELIK peşinde " diyip hep içlendiren türküdür.
Mustafa kemal paşamızın da çok sevdiği bir türküdür. Hikayeside son derece de ilginçtir. hikayesini öğrendikten sonra türküyü dinleyince insanı daha fazla etkiliyor.
Bir gün selanik'in bir köyünde bir mehmed adında bir delikanlıya kız istemeye giderler. kızın ailesi durumu olumlu karşılar ve kızlarını mehmede verirler. kızında bu evlilik için gönlü vardır. erkek tarafının ailesi düğün hazırlıklarına başlar ve kızı istedikten 2 hafta sonra mehmed'in ölümcül bir hastalığa yakalandığı ve yakın zamanda öleceği ortaya çıkar. doğal olarak kızın ailesi kızlarını mehmed'e vermekten vazgeçerler. mehmed bir gün evde hasta ve bitkin halde otururken bir davul sesi gelir ve annesine sorar: anne kimin düğünü ? annesi yanlışlıkla ağzından kaçırır ve fitnatın düğünü oğlum der. fitnat, mehmedin canından çok sevdiği daha kısa süre önce istediği güzeller güzeli kızdır. ölüm döşeğinde olan adam bu sözleri yazar :
çalın davulları çaydan aşağı
mezarımı kazın belden aşağı
suyunu da dökün boydan aşağı
aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
al başımdan bu sevdayı götür yare ver...
ve kapanıvermiş oracıkta gözleri. selalar okunmuş selanik içinde...
selanik içinde sala okunur
salanın sedası cana dokunur
gelin olanlara kına yakılır
aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
al başımdan bu sevdayı götür yare ver..
Selanik Selanik.. Issız kalasın.
Taşına toprağına bre dostlar, diken dolası
sen de benim gibi yarsız kalasın
aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
al başımdan bu sevdayı götür yare ver...