bugün
- üstteki yazar tarzında entry gir8
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız21
- sözlüğün en iyi 10 yazarı14
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi9
- gratis indirim günü kavgaları11
- ismet gurbuz 20249
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız16
- jose mourinho75
- zalbert'in karşısında dans etmek9
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- türkiye de intihar vakalarının artması12
- kova burcu erkeği8
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir27
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba23
- barbara palvin'in aldatılması17
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri8
- aleyna tilki10
- ismail kartal8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- magicovento10
- carlo ancelotti8
- albay kemal11
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
müslüman bir kişinin müslüman bir kişiye söylediği bir selamlama sözüdür.
bazı terbiyesizlerin dilinde şaka malzemesi olmuş.
http://www.haber7.com/ic-...sip-kaplan-selamunaleykum
http://www.haber7.com/ic-...sip-kaplan-selamunaleykum
(bkz: ve aleyküm selam)
''Benden sana zarar gelmez'' anlamındadır...
edit: yukarıdaki anlamı eskilerin kullandığı, ilmi karşılığıdır. yani bir nevi tefsiridir.
evet,her nekadar şu andaki kullanımı 'merbaha' anlamına gelsede...
edit: yukarıdaki anlamı eskilerin kullandığı, ilmi karşılığıdır. yani bir nevi tefsiridir.
evet,her nekadar şu andaki kullanımı 'merbaha' anlamına gelsede...
selamün aleyküm: allahın selamı üzerine olsun demektir.
karşılık olarak: ve aleyküm selam denir yani: senin de üzerine olsun.
ayrıca selamlaşmak bir sünnettir. ilgililer için (bkz: ) http://www.mumsema.com/ha...ili-hadis-i-serifler.html
karşılık olarak: ve aleyküm selam denir yani: senin de üzerine olsun.
ayrıca selamlaşmak bir sünnettir. ilgililer için (bkz: ) http://www.mumsema.com/ha...ili-hadis-i-serifler.html
bir yandan türkçe turche olmasın diyeceksiniz bir yandan da araplaşmayı savunacaksınız. ezan arapça okunması yıllardır bir hatadır. türkçe okunmalıdır, türkçe namaz kılınmalıdır, dilini bilmediğim ezbere bir ibadet çok yanlıştır. bir arap kendi dilinde bilinçlice namazını kılacak bir türk ezbere bismillah diyip ne dediğini bilmeden yarım yamalak namaz kılmış olacaktır. namaz bu değildir. türkçe ezan ve dualara reform yapılmalıdır. hatta selamünaleyküm diyoruz bu ne demek sorsan çoğu insan bilemez...
arapça "selam millet" demektir. türkçe olmayan herhangi bir kelime ile, örneğin; hello, koniçiva ya da hola ile karşılık verilebilinir...ve asla "merhaba" dediğinizde maruz kaldığınız o iğrenç bakışlarla karşılaşmazsınız...
not: deneyimle sabittir...
not: deneyimle sabittir...
ve aleykümüsselam, getirende, götürende, verende, alanda.
merhaba diye cevap verilecek olaydır.
(bkz: selamün aleyküm)
aleykümselam diye yanıt bulacak olan selam şekli.
alması farz, vermesi sünnet olan (bkz: selam) verme eylemidir. "es selamu aleyküm" cümlesini kullanmanın farz ya da sünnetlik bir durumu bulunmamaktadır. ayrıca es selamu aleyküm cümlesinde allah lafzı "gizli özne" olarak bile geçmemektedir! dolayısıyla "allah'ın selamı üzerinize olsun" anlamı maalesef uydurulmuş bir anlamdır.
cümlenin doğru anlamı: selam yani "bütün korkulardan emîn olma"; aleyküm yani "sizin üzerinize." kavramlarının anlamlarından ve kavramların tarihsel / etimolojik kökenlerinden anlaşılacağı üzere, arapların birbirleriyle karşılaştıkları vakit: "benden sana zarar gelmez, ben dostum, ben senin için güvenliyim, maksadım zarar vermek değil" anlamlarında kullandıkları bir kalıp cümledir.
kur-an'ı kerim'de yer alan nisa suresi 86. ayetin öncesinde, allah yolunda savaş ve barış konusu işlenmiş ve 86. ayete gelindiğinde: "ve-izâ huyyîtum bitahiyyetin fehayyû bi-ahsene minhâ ev ruddûhâk innallâhe kâne alâ kulli şey-in hasîbân" yani:"bir selam aldığınızda daha güzel bir selamla karşılık verin ya da aynıyla iade edin zira allah her şeyin hesabını tutmaktadır." denilmiştir.
ayetin öncesi ve sonrası incelendiğinde ayrıca ayet içinde vurgulanan "allah her şeyin hesabını tutmaktadır" emr-i ilahisi hesaba katıldığında burada kastedilen "selam"ın "barış teklifi" olabileceği ihtimali kuvvetle muhtemeldir! elbette biz bu yorumu müfessir ve mücedditlere bırakalım lakin ayet başlı başına ele alındığında bile ayette kullanılan kavramın "selam" kavramı olmadığı ve "es selamu aleyküm" cümlesinin de ayette yer almadığı, ayette yer alan ve kendi içinde dinamizmi ve işlerliği olan "tahiyyat" kavramının ise anlamından soyutlanarak yalnızca "selam senin üzerine olsun" anlamında kullanmanın ne derece kur-an'ı kerim'e ve akla zıt olduğu ortadadır.
sonuç olarak, karşımızdaki insan "hello", "hay", "merhaba", "selam", "iyi günler", "günaydın", "tünaydın", "iyi akşamlar"... vs diyebilir. bunların tümü "sünnet" uygulamasına giren selamlama çeşitleridir. çünkü sünnet olan "selamlama" faliyetidir.
bu selamlama çeşitlerine karşılık olarak ya aynı kavramlarla ya da daha muteber olanıyla karşılık verilmelidir. ancak "merhaba" diyen birine sırf -gereksiz ve yanlış olduğunu az önce dolaylı yoldan öğrendiğimiz- bir tepki göstermek maksadıyla "aleyküm selam" demek ne dindarlıktır ne de "ameller niyetlere göre olması hasebiyle" farz yerine getirilmiş olur.
lütfen folklör haline dönüştürülmüş olan islamı, aslına rücu ettirelim! allah resulünün yaşamını, onun ne kadar nazik, hassas ve -karşısındaki "putperest" bile olsa- ne denli hoşgörülü olduğunu unutmayalım.
lütfen "gelenekçiyim" gibi komik bahanelerin ardına sığınıp "kaba-softa" görünümlere girmeyelim. "ilim çinde bile olsa alınız" diyen allah resulü "ilmin" insanı ve insanlığı değiştirdiğini ve dolayısıyla geliştirdiğini çok iyi biliyor ve bunu bilerek insanlığı ve hasseten müminleri ilme yönlendiriyordu. az önce kur-an'ı kerim'in ayeti üzerinde yapılan -zerrecik kadar da olsa- ilmi tetkiki bir kez daha gözden geçirip, yanlış anladığımız ayetlerin olabileceğini unutmayalım. inşaallah.
cümlenin doğru anlamı: selam yani "bütün korkulardan emîn olma"; aleyküm yani "sizin üzerinize." kavramlarının anlamlarından ve kavramların tarihsel / etimolojik kökenlerinden anlaşılacağı üzere, arapların birbirleriyle karşılaştıkları vakit: "benden sana zarar gelmez, ben dostum, ben senin için güvenliyim, maksadım zarar vermek değil" anlamlarında kullandıkları bir kalıp cümledir.
kur-an'ı kerim'de yer alan nisa suresi 86. ayetin öncesinde, allah yolunda savaş ve barış konusu işlenmiş ve 86. ayete gelindiğinde: "ve-izâ huyyîtum bitahiyyetin fehayyû bi-ahsene minhâ ev ruddûhâk innallâhe kâne alâ kulli şey-in hasîbân" yani:"bir selam aldığınızda daha güzel bir selamla karşılık verin ya da aynıyla iade edin zira allah her şeyin hesabını tutmaktadır." denilmiştir.
ayetin öncesi ve sonrası incelendiğinde ayrıca ayet içinde vurgulanan "allah her şeyin hesabını tutmaktadır" emr-i ilahisi hesaba katıldığında burada kastedilen "selam"ın "barış teklifi" olabileceği ihtimali kuvvetle muhtemeldir! elbette biz bu yorumu müfessir ve mücedditlere bırakalım lakin ayet başlı başına ele alındığında bile ayette kullanılan kavramın "selam" kavramı olmadığı ve "es selamu aleyküm" cümlesinin de ayette yer almadığı, ayette yer alan ve kendi içinde dinamizmi ve işlerliği olan "tahiyyat" kavramının ise anlamından soyutlanarak yalnızca "selam senin üzerine olsun" anlamında kullanmanın ne derece kur-an'ı kerim'e ve akla zıt olduğu ortadadır.
sonuç olarak, karşımızdaki insan "hello", "hay", "merhaba", "selam", "iyi günler", "günaydın", "tünaydın", "iyi akşamlar"... vs diyebilir. bunların tümü "sünnet" uygulamasına giren selamlama çeşitleridir. çünkü sünnet olan "selamlama" faliyetidir.
bu selamlama çeşitlerine karşılık olarak ya aynı kavramlarla ya da daha muteber olanıyla karşılık verilmelidir. ancak "merhaba" diyen birine sırf -gereksiz ve yanlış olduğunu az önce dolaylı yoldan öğrendiğimiz- bir tepki göstermek maksadıyla "aleyküm selam" demek ne dindarlıktır ne de "ameller niyetlere göre olması hasebiyle" farz yerine getirilmiş olur.
lütfen folklör haline dönüştürülmüş olan islamı, aslına rücu ettirelim! allah resulünün yaşamını, onun ne kadar nazik, hassas ve -karşısındaki "putperest" bile olsa- ne denli hoşgörülü olduğunu unutmayalım.
lütfen "gelenekçiyim" gibi komik bahanelerin ardına sığınıp "kaba-softa" görünümlere girmeyelim. "ilim çinde bile olsa alınız" diyen allah resulü "ilmin" insanı ve insanlığı değiştirdiğini ve dolayısıyla geliştirdiğini çok iyi biliyor ve bunu bilerek insanlığı ve hasseten müminleri ilme yönlendiriyordu. az önce kur-an'ı kerim'in ayeti üzerinde yapılan -zerrecik kadar da olsa- ilmi tetkiki bir kez daha gözden geçirip, yanlış anladığımız ayetlerin olabileceğini unutmayalım. inşaallah.
güncel Önemli Başlıklar