aynı adama bir de merhaba demek gerekmektedir. bakalım cevap verecek mi. vereceği veya vermeyeceği cevaba göre öküz mü yoksa allah' ın selamını mı almıyor anlarız.
merhaba ya da allah'ın selameti/esenliği üzerine olsun denildiğinde de cevap vermeyen kişiyle aynı karakterdedir. arapça bilmesine de gerek yoktur çünkü "selam" kısmından ne denildiğini anlamamasına imkan yoktur.
bir rivayete göre, muhammed(s.a.v.) bu davranışla karşılaştığında bulunulan ortamın girişinde ayakta dikilir, gerekirse selamı alınana kadar ikinci, üçüncü... selamı verir; öylece beklermiş.
herşeyden önce medeniyetsizdir. Farzı geç insan değildir. Karşıdaki kendi gelişmiş olduğu kültüre göre bir sıcakkanlılık örneği göstermiş karşısındaki andaval bir aleykümselam veya merhaba bile dememiştir.
Kudüs'ün eski lideri de dahil bir çok gayrîmüslim komutanın, devlet adamının veya herhangi bir pazardaki(iç karışıklık olmayan bir ülke olmalı yani huzurlu ve hoşgörülü) herhangi bir tüccarın inanmasa da selamın karşılığını verdiğini varsayarsak... (bkz: ayıp). Ama tabii ki biz müslümanlar selam verirken her zaman güler yüzlü olmalıyız. Bu ülkede kavga çıkarmak için de bu selamı verenler var, "heyt ben burdayım lan!' demek için de bu selamı verenler var. Benim selamımı geriye çeviren olmadı. Çünkü ben ne şekilde, hangi ortamlarda ve kime selam vereceğimi bilirim