belediye başkanı ve bando şefi, kendisini oraya ait hissetmeyip evde kalmış ve bu yeni bando şefini kendi ruhsal yüceliğine denk bulup aşık olmuş geçkince kızın evine, o nun şampiyon isimli ineğini istemeye giderler.. kurban etmek için cumhurun başına.. kızımız ineği istemeye geldiklerini öğrendiğinde çok kötü olur.. kırılır dökülür.. ve fakat aşk, ineklerin şampiyonu, 'şampiyon'u vermeye de kadirdir acıyı yüreğe gömüp..
esas olan finaldir ama.. zaten çoktan umudu kesmişliğin çiftetellisi şampiyon da dahil hepimiz için çalar.. kırılır gerdanlar.. atılır göbekler..
filmde köyde geçen olaylar da şener şen'in usta oyunculuğunun yanısıra alkolik bando şefinini oynayan ali uyandıran fazla konuşmadan sanatını konuşturmakta ve bizlere iyi oyuncu böyle olur demektedir adeta
Haftalardır beklenen, ziyaret edeceği düşünülen, hazırlıkların, özenin, şatafatın ayyuka çıktığı siyasetçinin, köy istasyonundan, trenden sadece elini çıkarak selamlayıp çekip gime sahnesi, yürek dağlar.
O hüzün, o çöküş...
türk filmleri arasında bir başyapıt değeri taşıyan enfes bir film. 1987 yılında çekilmiş yeni izlediğim ve tekrar şener şen'e hayralık duymamı sağlayan filmdir.
anadolu'nun unutulmuş, fakir kalmış bir beldesi ve bu durumu bürokrasiyi farklı bir yöntemlere delerek aşmaya çalışan bir başkan ve kasaba halkının trajik hikayesi. olay acıklı da olsa bazı sahnelerde gülümsetir hatta kahkaha attırır. karakterlerin her biri türk insanının genel mizacını yansıtırlar adeta.
hakkettiği ilgiyi toplayamamış olması filmin kalitesinden kuşkuya düşürmesin. oyunculuklar (başta şener şen olmak üzere) filmi götürüyor. bizimkiler dizisinden tanıdığım ali uyandıran'ın ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu da görmüş oldum ayrıca.
başrolünde şener şen'in oynadıgı, gelmiş geçmiş en iyi türk filmi.
dönemin sinema anlayışından dolayı * pek fazla ragbet görmemiş, hatta uladag sözlükte başlıgı bile açılmamış bir filmdir. oysa 2010 yılında çekilse kesinlikle en iyi senaryo dalında oscarı alır, şener şen'de dünyaca ünlü bir yıldız olurdu.