adamın içine bir hüzün çökmesine neden olan biraz da kendisini küçük görmesine neden olabilecek olaydır.
göz göze gelir ve "ulan selam versem mi vermesem mi" arasında tereddütte kalırsınız ve son anda elinizi kaldırırsınız ancak karşıdaki kişi tam el kaldırma esnasında kafasını çevirmiş bulunur. ve sizde mala bağlamamak için kaldırdığınız eli sanki kafanızı kaşıyor gibi yaparak ilerlersiniz.
geçenlerde başıma gelmiş bir olay. karşıdan gelen adamı bi abime benzetip 10 metreden naber özcan abi diyen 1,5 miyop ben adamın yaklaştıkça başka bişeye dönüşmesiyle, selam verme şeklimi sikindirik melodili o anda yazdığım bi şarkıya dönüşmesiyle sıyırdığımı sanıyorum.
gittiğin restoranda garson'a seslenmene rağmen hesap işareti yapmana rağmen elinin havada kalması, karizmanın yerlebir olması durumudur.
napıyomuşuz, göz teması kurmadan selam vermiyomuşuz.
insanı kötü eder. böyle bir bozulursun büzülürsün.
sanki ölmüş gibi hissedersin kendini bir an için.
yok olmuşsundur.
aslında o an seni yok eden sedece yalnızlık hissi ve kısa süreliğine de olsa, öncesinde ne olursan kim olursan ol, asosyal olduğunu düşünmektir. bu böyle değişik bir şeydir işte.
genellikle gülünür göt olunduğunun belli olmaması için. ya da yanında biri varsa -mesutu gördün mü ya görmedi bizi- filan dersin. ama götsündür artık. *