tükana girişte ya da çıkışta yaşanabilecek durumdur...
girerken merhaba, kolay gelsin, selamünaleyküm kombinasyonundan birini seçip söylemenize karşılık esnafın hiç istifini bozmaması ve kaşarı dilimlemeye devam etmesi halidir....
bu gibi bi durumda en temizi o tükandan ayrılmaktır...ha ayrılmadınız ve alışverişi yaptınız, bari çıkarken kolay gelsin falan demeyin...çünkü o yavşak esnaf ona da cevap vermezse artık kafa göz dalmak farz olur çünkü...
hayırlı işler diyen adama bir sağol denmez mi be aq.
genelde büfeciler yapar bunu. mına goduklarım kafalarını kaldırmazlar oldu olacak makineye koy da para atıp alalım. ulan insan bir güler yüz gösterir. ayıp be sikeyim böyle esnaflığı..
selamünaleyküme cevap vermezse müslüman değil yada pek arası yoktur. buna cevap olarak hayırlı işler denilmemelidir.
iyi günlere cevap vermezse selam vermedin diye kızar siklemez. çıkışta hayırlı işler denilecek kişidir.
ulan biz ustamızdan böyle gördük. ben ateistim ama selam vermenin sünnet, almanın da farz olduğunu biliyorum. giriyorum dükkana, karşımdaki odunu adam yerine koyup selamün aleyküm diyorum, herif kafasını sallayıp pel pel suratıma bakıyor. lan bana ne! alsan da sikime kadar almasan da sikime kadar. ondan sonra "şu uzun saçlı çocuk var ya, atayismiş o heralde. zaten onlar mahalleye taşındıktan sonra kediler de ortadan kayboldu. artık kanını mı içiyor nedir" dersiniz. aferin. muhtemelen öyledir.
- kolay gelsin abi
+ ....
- şu ne kadar?
+ 20 tl
- tamam alayım
+ buyur
- hadi hayırlı işler abi
+ ....
- lan pezevenk!
+ .....
- haha hoşuma gitti bu. lan göttttoş!
+ .....
somurtkan tipli satıcıdır. bu tipler sadece bakkal olarak çıkmaz karşımıza. bir dürümcü, bir emlakçı, bir doktor olarak da her an karşımıza çıkabilecek insan profilidirler aslında. lakin bunların içinde en acısı bakkal olanıdır. neden mi?
tütünsüz kalmışsındır, cebinde metelik yoktur ve bakkal selamını dahi siklemiyordur.
insanın sebepsizce moralinin bozulmasına sebep olan dükkan sahibidir.
ben öyle her ortama ''selamun aleyküm'' diyerek giren biri değilim. ama öyle bir dükkana girerken de hiçbir şey söylemeden şunu şunu istiyorum demek de garip geliyor.
geçen yine bir dükkana girdim. içeri girerken selamun aleyküm dedim. selamımı almadı. sıcak havanın da verdiği hararetle elim ayağım titredi. keşke selam vermeseydim dedim. sonra dükkandakinin kadın olduğunu gördüm. bi kaç adım ilerledim. ''buyur babam'' diye bir ses geldi. şaşırdım. kadın orta yaşlıydı. ''öhöm! öhöm! bi kutu kola'' dedim, aldım. çıkarken bir şey söylemeyecektim ama ''sağ ol babam'' diye bir ses geldi. ben de ''iyi günler ehe ehe'' dedim, çıktım.
sonra bunu kel berber hüseyin abi'ye anlattım. o da dedi ki; ''bak teega, dükkana girerken selam verdiğinde selamın alınmıyorsa bunun 3 sebebi vardır. ya adam duymamıştır, ya adam asık suratlının biridir ya da kadındır.'' kel berber hüseyin abi'nin bu sözünü kulağıma küpe yaptım. sonra bir el tavla oynadık. hüseyin abi'nin zar tuttuğunu anlayınca derhal orayı terk ettim.
Yer meselesinden kaynaklanır. Ankara'nın göbeğinde kızılay'da dükkanınız varsa nasıl olsa satılır bu ürün mantığındaki adamdır. Sen olmazsan başkası olur diye düşünür. O yüzden esnaflığın gereklerini yerine getirmezler. insanlıktan nasibini almamış, tamamen para düşünen insandır. Eskiden bu insanlarla ilgili teşkilat gayet oturmuş vaziyette imiş. Çok eskiden.
insan hayatında herkesin başına muhtemelen bir kerede olsa gelmiş hadisedir. ama olayı çarpıtmaya fazla lüzüm yok adamın güneş-ay uyumundan dolayı, (hatta bazı astroloji uzmanları med-cezirle bile bağdaştırır) psikolojisinin alt-üst olduğu ana denk gelinmiştir. bu gibi durumlarda içeri girilip iki tokat atılıp selamı tekrarlamak gerekir.
bizim bakkal hacı ibo hacılığı iç anadoluda verilen isimden ibaret.
Kurbanını kapıda gördüğünde direk olaya girer.
- Abi Selamın aleyküm.
- Vaaay yamula patlıcanı aleyküm selam, gel gel ne istiyon.