selahattin inal

entry1 galeri0
    1.
  1. 1924 yılında Çankırı 'da doğan Selahattin inal, fırıncılık yapan ve "çopur" namıyla tanınan Hacı Şükrü inal'ın oğludur. Annesi Nafia Hanım, Mevlevi şeyhlerinden Gürcü zade Mehmet Efendi’nin kızıdır. ilk ve ortaokul tahsilini Çankırı 'da yaptı. Ortaokulda iken müzik hocası inal 'ın müziğe olan kabiliyetini görüp, teşvik ederek ağız armonikası ve mandolin çalmasını öğretti. Daha sonra ise keman çalmayı öğrendi. Ağabeyinin istanbul’dan getirdiği kemanı eline aldığında 15 yaşındaydı. Lise tahsili için geldiği Ankara’da Hakkı Derman ile tanışarak, musiki bilgisini ilerletti ve keman çalmasını ustalık düzeyinde öğrenerek, keman sanatçısı oldu. Askerliğini yedek subay olarak tamamladıktan sonra Ankara Radyosu 'na saz sanatçısı olarak girdi. Ankara Radyosunda 31 yıl görev yaptıktan sonra emekli oldu. 1949 yılında Elif Hanım ile evlenmiş; bu evlilikten Şadan, Ayper, Yasemin, Nilüfer ve Gürdal dünyaya gelmiştir. Şadan inal 2010 yılında rahmetli olmuştur. Müziğin yanı sıra, ticarette baba mesleği fırıncılığı devam ettirerek ekmek fabrikası kurup çalıştıran inal,7 Mayıs1982 tarihinde akciğer kanserinden vefat etti. Kabri, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'ndadır.

    ilk bestesi 1947 yılında, güftesi Hüseyin Rifat Bey 'e ait olan "Gönül her gördüğün dildare birden müptelasın"mısraları ile başlayan şiirdir. Radyo çalışmaları devam ederken Türkiye’nin birçok şehrinde ve yurtdışında konserler verdi Devrin ünlü sanatçıları benzersiz refakat tekniği ve ustalığı nedeniyle Selahattin inal ile çalışmayı tercih etmişlerdir. Zeki Müren, Mualla Mukadder, Ziya Taşkent, Muazzez Abacı, Emel Sayın, Sevim Çağlayan, Nesrin Sipahi ve Behiye Aksoy başta olmak üzere tanınmış birçok sanatçıya defalarca eşlik etti.
    Selahattin inal’ın Türk müziğine en önemli katkılarından birisi de özellikle sözlü eserlerin prozodi ve diksiyon hatalarının düzeltilerek TRT arşivinin düzenlenmesi ve nota birliğinin temini çalışmalarıdır.

    Koro yönetmeni olan sanatçı, 1966 yılından itibaren müzisyenlerin örgütlenmesi çabalarıyla dikkati çeker. Halil Aksoy ve Nevzat Sümer ile müzisyenleri bir sendika çatısı altında toplamayı başarmışlardır. 70’li ve ölümüne kadar 80’li yıllarda Türkiye Müzisyenler Sendikası genel sekreterliği görevini yürütmüştür. TRT repertuarında derlediği Çankırı türküleri de bulunan Selahattin inal’ın ismi Çankırı’da Güzel Sanatlar ve Spor Lisesine verilmiştir. Çankırı Selahattin inal Güzel Sanatlar ve Spor Lisesinde, inal’ın bazı kişisel eşyaları ve müzik dokümanlarının yer aldığı bir müze de bulunmaktadır.

    Bestelerinden:

    Ahımı hicranımı sakladım gizli tutdum
    Alevli dudağında yine bir gül kanıyor
    Ana başta tac imiş
    Ben de sevdim sevildim
    Çok isterdim aramıza kara kedi girmesin
    Dertleri zevk edindim bende neşe ne arar
    Dinecek sanma bir gün kalbindeki yaralar
    Dün gece hayalinle yine başbaşa kaldım
    El çek tabib el çek yaram üstünden
    Gökyüzünde tüten olsam yeryüzünde biten olsam
    Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık
    Göz göz oldu yüreğim o hicran yarasından
    Gözümde özleyiş gönlümde acı
    Gurbetten gelmişim yorgunum hancı
    Hayat budur giden gelmez
    Her gönülde hasreti çekilen biri vardır
    Kadın bir gül aşk bir mevsim tez geçer
    Mevsim mevsim üzerinden gelip geçtik yalan dünya
    Muhabbet bağının gülleri soldu
    Nasıl başlarsa hayat öyle bitermiş yine
    Ne güzel gözlerin var beni sarhoş ediyor
    Niye dargın gibisin söyle niye
    Ruhuma hasretin acısı dolsa
    Saçının tellerine gönlümü taktı kader
    Sen hep beni mazideki halimle tanırsın
    Senin sazında hüzün benim sesimde keder
    Sesimde şarkısı aşkın figan olup gidiyor
    Sevda denen o belayı gözlerinden içen bilir
    Siyah gözlerinde hasret yaşları
    Tez geçse de her sevgide bin hatıra vardır
    Yaklaşıyor gün be gün ömrümüz son mevsime
    Yazık oldu aşkımıza nazara geldik inan
    Yemin ettim bir kere dönmem geri bunu bil
    Yok artık tahammülü bu ateşe gönlümün
    Yüreğimde ince sızı (Çerkez Kızı)

    Derlediği Çankırı Türkülerinden:

    - Ayva Dibi Serin Olur Yatmaya
    - Beyoğlu'nun Konakları
    - Çıra Çattım Yanmadı
    - Güllü (Kar Yağar Kar Dağına)
    - Hanım Seccadesin Atmış Çayıra
    - Merdiven Altında Bir Lira Buldum
    - Yaş Kiremitten Su Damlar

    Ayrıntılı bilgiler ve resimler için;

    http://www.cankiripostasi...ttin-inal-makale,305.html
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük