1.Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan,yazışma yapabilen görevli,yazman,kâtip.
2.Özel veya kamu kuruluşlarında yönetim ve yazışmalardan sorumlu kimse,yazman.
3.Basında sayfa düzenlemesini yapan gazeteci.
ingilizce secret=gizli kelimesinden türetilmiş, sır saklayan, sırdaş manasında, yöneticinin gerçek ve tek yardımcısı. fantazi insanlarının rüyalarını süslediği için ismin kullanımı yerini yönetici asistanına bırakmıştır.
sadece bayanlarla özdeşleşmiş baylarayakıştırılmayan yapan baylara kötü gözle bakılan ticaretin 't' siyle bile uğraşanın hemen ilan verdiği daha sonra ilgilendiğivefinalde kötü kadın olarak anılmaya yarayan bol gelirli ve bol dertli bir meslek
Cinsiyet ayrımcılığını yapıldığı meslektir.Zira bütün ilanlarda bayan sekreter aranmaktadır.Ayrıca iş ilanlarında yönetici asistanı şeklinde değiştirilerek albenisi arttırılmaya çalışılan meslektir.
kesinlikle en zor mesleklerden bir tanesidir. ayrıca yönetici asistanı ve sekreter arasında bir fark vardır. sekreterler sadece telefona bakar yazı yazar çay getirir götürür. yönetici asistanları çay getirmez onların çaycısı vardır. yöneticiyi hayatının heralanında asiste ederki bu hiçte kolay birşey değil. şirket dışındaki insanlar müdürlerden bile önce sizi bilir tanır.iyi bir asistan yöneticsinin gerçek bir kurtarıcısı olabilir.ayrıca bir seks objesi değildir prezentabldır. sebebide şirket dışından gelen önemli insanlar ilk olarak onları görür ve bu hem şirketin hemde yöneticinin imajının yarısnı oluşturur.
oturup konustugunuz da size bir suru fikra gibi olay anlatacak olan insan. alin size aklimda kalan iki tanesi:
patron yeni ise girmis sekreter kizimiza:
kizim sabani bul bana. der. sekreter kizimiz telefon defterini alt ust eder, eski calisanlara saban bey kim diye sorar durur. ve de sonunda patron beyi arayip:
efendim saban beyi bulamadim. der. patron da:
saban burda zaten. der. sekreterimizin bir turlu bulamadigi saban bey, kat gorevlisi sabandir.
patron bey: kizim uc cay soyler misin? der.
sekreter kizimiz, cay ocagini tusladigini sanarak patronun odasini tekrar arar:
xxx bey ve uc misafirine cay getirir misiniz? der. patron ne oldugunu anlamadigi icin:
ne? der. bunun uzerine sekreter kiz:
cay istiyoruz diye bagirir. o bagirmayla saskinligini uzerinden atan patron:
kizim ben xxx, yanlis aradin! der.
Özellikle hülya avşar üstünü değiştirirken patronun prizi çıkarıp dikizlediği ve kafasını duvara vurduğu sahneler adamı gülmekten yıkar. Tabi o zamanlarda avşar kızı, avşar kızı tabii...
bir kurumun rutin işleri ve süreçlerin yönlendirilmesinin, sevk ve idaresinin yapıldığı bölümün (sekreterya, sekreterlik) başındaki kişilerde de sekreter veya genel sekreter denilebilmektedir.
şirketlerde işlerin sarpa sarmasının bir numaralı müsebbibi. kimse bunlara çok konuşmak iyi bir şey değil dememiş. madem bir şey bilmiyorsun bilene bağla o konuşsun, her şeyi bilmek zorunda değilsin.
hayatımı kolaylaştıran beni benden çok düşünen güleryüzü ve stres altındaki soğukkanlı duruşuyla tüm şirket çalışanlarını motive eden güzide insandır. kendisine teşekkürlerimi iletiyorum buradan.
edit: bunun nesini eksilediniz amk.
sekreter dediğin ofisteki tüm işleri kolaylaştıran, düzenli, müdüre faydası dokunan bir insan olmalı bana göre. ama benim gördüğüm öyle değil. kadın bizden önce çıkıyor, bizden sonra geliyor. bi tuvalet kullanacak yarım saatte tuvaletten çıkmıyor. mutfakta çay koyacak kendisine, bardağı sıcak suyla yıkıyor, yıkıyor, yıkıyor... kuruluyor, kuruluyor, kuruluyor... sonra yavaaş yavaş çayını dolduruyor, dolduruyor, dolduruyor... ya çıldırmamak elde değil. ben 2 senedir katil olmamak için kendime zor mukayyet oluyorum.