"Varlığın unutulmuşluğu" (almanca) anlamına gelen kavram. başlık tek başına Heidegger’in Batı Felsefesi eleştirisine başlık olabileceği gibi “Neden destrüksiyon” sorusuna da cevap niteliğindedir. Zira Seinsvergessenheit, “varlığın unutulmuşluğu” -deyim yerindeyse- tüm Batı Metafiziğinin durumunun ifadesidir.
Her şeyden önce Heidegger’e göre batı metafiziği varlık sorusunu ihmal etmişti. Antik Yunan’dan bu yana varlık, varolanda soruşturulmuş (yanlış olan bunun indirgenmesi) ve böylece yanlış ele alınmıştır. Varlığı varolana indirgeyen batı metafiziği Heidegger’in deyimiyle varlık ve varolan ayrımını da ihmal etmiştir.
Ona göre felsefe tarihinde varlık metafizik spekülasyonlar ve epistemolojik ön-kabuller içerisinde ele alınmıştır. Başka bir ifadeyle, batı felsefesinde fenomenler görmezden gelinmiş, bunun yerine şeylerin bilinçteki süreçleriyle ve metafizik kurgularla ilgilenilmiştir. Buradaki eleştiri, epistemoloji temelli ontolojilere ve metafiziğin fenomen yerine onun ardındakine odaklanması üzerinedir.
Heidegger bu yanlış ele alış yerine fenomenlerin kendisiyle ilgilenilmesi gerektiğini ve bunu dasein’ın duyusal imkanları ve verilerine dayanarak yapmayı savunmuştur.
Tüm bunların yanında bu ortalama varlık anlayışını da eleştirmiştir. Ona göre varlık “en kendiliğinden anlaşılır”lığa indirgenmek suretiyle varlığın anlamı sorusu ihmal edilmiştir. Descartes’ın “cogito”su, Kant’ın “ding an sich”i, Hegel’in “geist”i dahil tüm metafizik tarihi fenomen, varlık ve varlığın anlamı yerine onun ardına, tözüne, mutlaklığına, kaynağına odaklanmıştır.
—-
Heidegger, ancak ontolojik menkulatın bozumu gerçekleştiğinde varlık sorusunun hakiki somutluğa kavuşacağını belirtmiştir. (Varlık ve Zaman, Sayfa 27)
Not: bir yazımın bir bölümüdür. Başlık boş kalmasın diye kesip buraya ekledim.