Dünya tarihinin en iyi dizilerinden biridir. farklı klasmanlarda efsanelerle efsaneliğini karşılaştırmak içinyanyana koyarsak eğer, Seinfeld, The Sopranos, Oz gibi dizilerle yanyana durur.
Bununla beraber gelmiş geçmiş en komik dizidir de, karakterlere alışınca karşısına geçilir, 3-5 çirkin insanın başlarından gelip geçene gülünür, can sıkıldıkça herhangi bir bölümü bir daha açılır yine gülünür.
Bununla beraber bu dizi ile karşılaştırılan friends'in formatı farklıdır, yeri ayrıdır ama Komedi açısından Seinfeld kadar efsane değildir, ama çok güzeldir.
ansızın akla gelen bölümleri söz konusudur. 4. sezon 11. bölüm olan the contest ise bunun mükemmel örneklerinden biridir. tekrar tekrar izlenir ve her seferinde gülmekten yerlere yatırır.
bence en iyi ve en başarılı karakteri kramer olan dizidir. dizinin 9 sezon boyunca tapıla tapıla izlenmesinin nedeni, dengeyi çok iyi kurup hiç bi karakteri değiştirmeye çalışmamalarıdır. bağımlılık yapıyor. acayip. bizim diziler gibi 250 dakika değil. sadece ama sadece 21 dakika.
gelmiş geçmiş en iyi 2 sitcomdan birisidir.
(bir diğeri married with children)
karakterler çok doğaldır. tıpkı gerçek insanlar gibi saplantıları , huyları , karakterleri vardır. o kadar tutarlıdır ki ilk bölümdeki jeryy nin huyları neyse son bölümdeki jerry dede aynı huylar vardır.
george costanza ile fidel castro nun konuştuğu kısım aklıma geldikçe hala gülerim.
bir dizinin ilk bölümünü izlerken samimi, içten tepkiler verilmez genelde. önce bi diziyi ölçüp biçersiniz, ben bunu izler miyim diye düşünürsünüz, aradaki kimyayı ölçersiniz. fakat seinfeld daha pilot bölümünden bana çok içten kahkaha attırmayı başarmıştır.
"you can't over-dry, it's like you can't over-die, once you die, you're dead... let's say you die and i shot you, you can't die again, because you're already dead... you can't over-die, you can't over-dry."
Constanza nin, Litvanya Ortodoksu sevgilisiyle birlikte olabilmek icin gidip litvanya ortodoks rahiplerine yaranma cabalari ve en sonunda "so...i'm in?" Derken "so..." Dan sonra araya bir "dille cikarilan pppp yani sallamamazlik pirti sesi"ni yaptiktan sonra "i m in? " demesiyle benim koltuktan dusmem bir olmustur...
9. sezon 20. bölüm The Puerto Rican Day' de Elaine taksiden inip caddede koşarken bir dükkan görülür. Dükkanın vitrininde "Turkish Rugs&Imports" yazar. Yani Türk Kilimi...
Bazı supersonik beyinlilerin seinfeld i frasierla friends le falan karsilastirdigini duyuyorum surekli. Tabi bizim ulkemizde tek tip komedi oldugu icin normal aslinda. Anlasilmayan su... Friends olsun frasier olsun bunlar OLAY komedisidir. Seinfeld DURUM komedisidir. Seinfeld friends i dover, frasier in eline verir falan allah im ya ne gereksiz muhabbetler. Ac izle gul abi.
yüzü hiçbir bölümde görülmeyen sadece arkadan görebildiğimiz George Costanza' nın patronu Bay Steinbrenner vardır dizide. sezon 7/19 The Calzone adlı bölümde Bay Steinbrenner yandan çok az da olsa görülebilmektedir. izleyenin tuhafına giden bir şey vardır bu karakterde. sesiyle hareketlerindeki gariplik, uyumsuzluk. Çünkü Bay Steinbrenner' ın sesi dizinin yazarı larry david tarafından seslendirilmiştir.
--spoiler--
- Bence, sakız insanlığın en garip icatlarından biridir. Sıvı değil. Katı değil. Yiyecek değil. Ne şimdi bu?
Aslında hiçbir şey değil. Demek istediğim, ağzınız için yapılmış bir egzersiz bisikleti gibi.
Hatırlayın okuldayken, öğretmenleriniz sizi sakızla yakaladığı zaman ne kadar sinirlenirlerdi. Çocukken, büyütülecek ne var ki diye düşünürsünüz. Yetişkin olarak anlayabiliyorum... çünkü sakız çiğnerken, hiçbir şeyden etkilenebilecek gibi gözükmüyorsunuz...
- 2. Dünya Savaşı, bu gerçekten önemli bir tarihsel olay mıydı?
(jerry sakız çiğneme taklidi yapıyor)
Evet, tabi öyledir.
hala izlemediyseniz çok yazık. bunu okuyup boş vaktiniz olmasına rağmen "amaaan sonra izlerim bi ara" diyorsanız, mesaj atıp adres verin toynağınızı sikmeye gelicem.