taşrada minik etek giymek ayıp sayılacağından dolayı şehire gelir gelmez bu isteğini yerine getiren taşralı hanım kızdır. büyük şehir zordur hanım kızım haberin olsun ama.
Sözümüz meclisten dışarı tekerleri yamuk bir skoda gibi yolda ilerlemektedir. Muhtemelen zihninin arka odalarında pretty woman adlı şarkı çalmaktadır. Kimseyi ilgilendirmeyen ancak gülme hakkımızı da elimizden alamayacak kadar özgür bir kişidir.
nasreddin hocanın fıkrasına nazire yapmak isteyen akıllı kızdır. ha bir de
reklamlarda "bir özgür kız var idi zaif-ü nüzar, yük belinde şikeste-i vüzar" sahi ona ne oldu.
mütevazi evinden zengin akrabalarının yanına, büyük şehre gelen kendi halindeki türk kizinin nedense hep sarışın ve fettan zengin kuzeni ile karşılaştırılması ya da ona olan özentisiyle karşımıza çıkar, ve dönüşüm başlar: piyanodan yürüyüşe oradan konuşmaya dersler alınır, ben donyanin en gozel garisiyam derken saç rengi açılır, kıyafetler değişir..
sonlara dogru, sonsuza dek mutlu yasamak icin olmazsa olmaz olsa gerek, bizim mutevazi kizimiz olur sana mini etekli bir "şeer garısı". suh ve fettan sarisin kuzen ise kaderine boyun egmek, yasamin kalan kisminda uzuntulere gark olmak durumundadir.
ancak hala anlayamadigim, tevazu icindeki kizin mini etekli bir suh sarisina donusturulmesi gelenekten gelenenin zaferi midir, yoksa geleneği avrupai yenilgiye boyun egdirmek mi.?