bazen hüzündür o otobüsler...
bazen sevinçtir...
bazen ne bok olduğu belli değildir. karmakarışıktır duygular.
sevdiğine kavuşursun bazen de çok uzaklara gidersin bilmediğin bir şehre, ülkeye, kıtaya... çok uzaklara.
her durakta inenler sevdiklerine kavuşurlar.
sevinç kokar terminaller.
sen devam edersin, bazen indiğinde seni bekleyenler olur, sarılırsın.
bazense bırakırsın,
arkanda...
otobüs camından bakarsın, sesini duyamaz ama göz yaşlarını görür bıraktığın.
farklıdır işte otobüs yolculukları, uçak gibi değildir. daha samimidir.
özlenir arada sırada.
özellikle de uçak yolculuğunu benimsemiş kişilerde sıkça görülen hadise. lan gül gibi otobüs dururken neyine senin uçak? geç abi cam kenarına, tak ipodu kulağına, çal ordan bonamassa abimden bir şeyler, uzat ayaklarını, iç kolanı, bak dalgana keyif vala. ha bir de yanında arkadaşın neyin varsa başını yasla, sırtını kaşıt falan fistan. öyle işte hayat paylaştıkça güzel!
yeni mezun bünyenin isyanıdır. zamanla bu isyan öyle bir hal alır ki, uzun otobüs yolculuklarıyla alakalı başlıklara girilen şikayetçi entryler bile okunup aahhh çekilir.